ağustos ve izmit: anadolu ateşi ve kardeş türküler
18 ağustos: kardeş türküler konseri (derince gösteri merkezi)
29 ağustos: anadolu ateşi dans gösterisi (seka park)
yazı kalır
18 ağustos: kardeş türküler konseri (derince gösteri merkezi)
29 ağustos: anadolu ateşi dans gösterisi (seka park)
havalar ısınmaya başlar başlamaz zaten başımıza gelecekleri biliyorduk; sineklerden ve böceklerden çekeceğimiz kesindi.
sorun, kesinlikle sivrisinek sorunu değil, böcek sorunu da değil hatta.. beni tanıyanların çoğu, böceklerle aramın nasıl olduğunu bilir ama buna rağmen kaptan ‘da alıştım böceklere.. yani böcek sorunu artık çok büyük bi sorun değil.. hatta geçen akşam üç farklı türde böceği(‘böcek’ burada ‘küçük hayvancık’ anlamında kullanılmıştır), böcek cennetine yolladık benim odada ve hala çok sakinim ben..
bu böceklerden biri ve sanırım kaptan ‘da en sık rastlananı ince ve uzun, çok ayaklı bi yaratık; adını bilmiyorum ama ailemizin en sadık üyelerindendir kendileri. diğeri, ezildikten sonra pis bi koku saldığı söylenen(ben tecrübe etmedim), yeşil ve sert, adı osuruk böceği(affedersiniz) olan bi böcek. sonuncusu ise hepimizin yakından tanıdığı bi tür olan çekirge. evet beşinci kata da çıkabiliyormuş çekirge, nasıl sıçradıysa artık.. cennete yolladığımız bu üç böcek dışında evimizde bi de hamam böcekleri(çok değil ama), örümcekler(bundan çok var işte) ve bi de sivrisinekler(en çok) var..
tamam kabul, sivrisinek her yerde var, insan bundan da şikayetçi olur mu yani? olmamalı belki ama bu sivrisinekler öyle böyle sivrisinekler değil. birinicisi çok fazla sayıda var.. yani önlem aldığınız halde evin içinde sizi rahatsız edecek kadar sinek gene de kalıyor, bi de önlem almadığınızı düşünün… ikincisi ve bu yazının asıl nedeni ise bu sivrisineklerin ayak fetişisti olmaları. ama bu bizim evdeki sineklere has bi özellik değil. son zamanlarda izmit ‘te, taraflarından sokulduğum sivrisineklerin genelinde var bu sapıklık. bi gecede(o gece bu geceydi) ayaklarımda, parmak araları dışında sokulmadık yer kalmadı arkadaş.. topuk mu dersin, tabanın tam merkezi, parmak uçları, ayağın üst tarafı mı? nereyi sorarsanız sorun, oradan en az bi kere sokulmuşumdur ben bu gece..
şikayetçiyim! insanı topuğundan sokan sivrisineklerden şikayetim var! delikanlı olur insan biraz.. öyle bi yerden sokuyorlar ki kaşımak kar etmiyor, kaşıyıp kaşımadığını anlamıyorsun bile, insan topuğundan sokulur mu lan!?.. bu kesinlikle sivrisineklerin ihtiyaçlarından değil karaktersizliklerinden kaynaklanan bi durum. yani, “ben buradan ihtiyacım olan kanı alayım, alırken de en az düzeyde rahatsızlık vereyim” zihniyeti yok bu hayvanlarda.. öyle davransalar bi yere kadar anlayış gösterir insan hadi.. ama yok işte.. belli ki karnını doyurmaktan çok, eziyet çektirmek peşinde hayvanlar.. ne yani topuk bölgesindeki kanın tadı daha mı bi güzel oluyor? niye illa ayaklar? adilik değil de nedir bu?
.
.
.
lafmacun ‘da rastladım da bu yazıya.. hoşuma gitti, bi bahsedeyim ben de dedim.. hem de günlük paslanmasın bu sayede, arada çalışsın alıntılarla falan olsa da..
ben bi miktar alıntı yaptım yazıdan sadece, gerisini okumak isteyen kaynağından okusun tamamını..
ayıklamak
” … üstelik öldürüp de yemiyorlar birbirlerini.
karınlarını doyurmak için ceylanları yiyen aslanların mazeretine benzer bir mazeretleri yok.
öyle öldürüyorlar.
birbirlerinin topraklarını almak istiyorlar.
alıyorlar.
sonra ne oluyor?
başkası da gelip onlardan alıyor.
bayraklar çekiliyor, trampetler çalınıyor, marşlar söyleniyor ve sonra ölünüyor.
insanlar ölüyor, sınırlar sürekli değişiyor.
bu, binlerce yıl devam ediyor.
akıllıca mı sizce?
bence değil. …”
“… kendilerinden ve tarihlerinden “yüce, ulu, şanlı” gibi sözlerle bahsediyorlar.
istisnasız her “küme” kendisinin en değerli, en şanlı olduğuna inanırken, nasıl olup da bütün kümelerin “en” muhteşem olabileceğine dair bir kuşku beslemiyorlar.
zaten böyle konularda kuşkulanmayı da yasak ediyorlar. …”
“… yüz kişinin sığacağı arazide bir kişi oturuyor.
yüz kişi de dar bir yere sığışmaya çalışıyor. …”
“… neredeyse hepsi aynı “tanrıya” inanıyor.
tanrılarına ibadetleri birbirinden farklı.
“senin ibadetin kötü” deyip birbirlerini gene öldürüyorlar.
üstelik de hepsinin tanrısı aynı emri verdiği, “sakın öldürmeyin” dediği halde.
tanrıyı çok sevdikleri için tanrının emrini dinlemiyorlar. …”
“ Ben çok adil ve arkadaşlarımı çok seven biriydim. Haksız bir şekilde görevden alındım. Bunun için tekrar sınıf başkanlığına seçilmek istiyorum, arkadaşlarımı seviyorum ve herkesten okul müdürünü arayarak bana destek vermelerini bekliyorum. “ mahmut tuzan.
2 kontörünüze kıyın ve mahmut ‘un müdürüne “mahmut-evet” mesajı çekin lütfen. herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum.
vazifesini layıkıyla yerine getireceğinden eminiz!
yürü mahmut! haklı mücadelende yalnız değilsin!
osman bi sen mi yorabiliyorsun sanki eşşeği? ne gerek var nispet yapmaya! 🙂 bu da bizimki işte:
.
.
ama osman bu yaptığın delikanlılığa sığmaz arkadaşım, o kadar indirmişin ama verdiğine bak hele.. çok ayıp çok.. senin yüzünden biz indiremiyoruz.. 🙂
.
.
aynen başlıktaki gibi; ışığı yakmaya çalışırken bilgisayarım bozuldu! ışığı yakayım diye bastığım düğmelerden biri meğerse bilgisayarın bağlı olduğu prizi kontrol ediyormuş! gün geçmiyor ki bilgisayarımda yeni ve ilginç bir sorunla karşılaşmayayım! geçenlerde kendi kendine açılma gibi bi sorununu keşfemiştim, ardından emX ve mötéjan bunun internetin gidip gelmesinden kaynaklandığını farketmişler ve sorunu gidermişlerdi.. her neyse..
en son sorunumuz prizi kontrol eden düğme oldu, bunu fark etmem düğmeye basar basmaz bilgisayarın kapanmasıyla oldu.. ve açılmadı.. son zamanlarda sık sık karşılaştığım üzere bilgisayarım açılmadı; hiç şaşırmadım ama bu sefer! gerçi bu defa oturum açma aşamasına kadar geliyor ama daha ileri gitmiyordu.. saçma sapan bi uyarı veriyor ve açılmıyordu.. neyse işte bu sorunu çözmek için çok bekleyemedim, güvenli moddan aklıma gelen bi kaç şeyi kopyalayıp bastım formatı.. saatlerdir de eski haline döndürmeye çalışıyorum bilgisayarı.. evet erik ilkin webshots ‘ı kurdum, ne olmuş! ben masaüstünde hep aynı şeyi görmekten sıkılıyorum arkadaşım! hatta bak imge işleme ödevi için ilk önce matlab kurmam gerekirken onu es geçip webshots ‘ı kurdum..
imge işleme demişken bu hafta da imge işleyemeden bitmek üzere.. gelecek haftayı sadece işaret işlemeye ayırırım diye düşünürken imge işlemenin ödevi de haftaya sarkacak sanırım.. ya da taa finallerin son gününe sallayacam hem raporu hem de sunumu..
sınav demişken emX ‘inkiler kadar olmasa bile benim de vize notlarım fena değil bu dönem.. gerçi en yüksek notu almam gereken dersin(işaret işleme) vizesinden en düşük ikinci notumu aldım ama olsun durumum umutsuz değil yine de.. bi de elektronik devreler açıklansa yahu..
uyku zamanı..
.
ekleme: o da açıklansaydı dediğim elektronik devreler dersinin arasınav sonuçları da açıklanmış bu sabah; iyi sayılabilecek bi not almışım.. 🙂 (notlar yükseldikçe daha fazlasını istemek: bkz. ineklik, bkz. emX) sevindirik oldum..
.
üç ayaksız, kablo deklanşörsüz, haddim olmadan kalkıştığım uzun pozlama maceramın sonuçları..
aşağıdaki fotoğrafta aslında bir iskele var.. tabii görebilene.. 🙂 60 evler iskelesi ‘nde, makinenin B modunda, elde çekilmiş bi fotoğraftır kendisi.. ne de güzel titretmişim, ne de güzel çiftlemişim ışıkları.. 🙂 sanırım ilk denememdi..
video ve şiir sayfaları altındaki girdileri şu tarihe taşıdım.. fotoğraf sayfası altındaki girdileri de sildim.. oh ne iyi ettim, ellerime sağlık, afiyet olsun.
.
hepimizin gözü aydın, hepimize geçmiş olsun 🙂 bilgisayarım iyileşti nihayet.. ayrıca anakartı değiştirmeden halletmişler sorunu.. böylece daha ucuza geldi tedavi.. böylece 512 mb ram ve dvd yazıcı da aldım sonunda.. demek ki neymiş, bilgisayara yeni bi parça almak için önce bi arıza çıkması gerekiyormuş.. 🙂
sınavları bitirdik nihayet.. aslında çok oldu biteli de anca dinlenip geçebildim bilgisayar başına.. çoook çalıştım çook 🙂 bi de imge işleme dersinin çevirisiyle uğraştım saatlerce.. hem rezil bi çeviri oldu hem de bitmedi.. öyle yarım yamalak teslim etmek zorunda kaldım çünkü süresi dolmuştu.. kemal hoca bana fırça emX ‘e ek süre verdi ödev için.. iyi valla ne güzel.. bi torpil var arkadaş bu işte.. hocayla da emaret ‘le de konuşmayacam bundan sonra, hiç yakışmadı hiç.. 🙂
genelde iyiydi sınavlar.. sonuçlar açıklanmadı henüz ama finallere iyi hazırlanmam gerektiğini söyleyebilirim şimdiden 🙂 ve gelecek hafta itibariyle başlıyorum hazırlanmaya..
cuma akşamı sınavlar bitti diye eğleniyoruz.. eğlenmeye bahane arıyoruz aslında yoksa sınavlar biteli bi hafta olmuş olacak cuma günü.. mesela bende sınav yorgunluğu filan kalmadı, artık eğlenmesem de olur 🙂
o değil de bugün kent orman yapacaktık ne güzel ama mevsim şartları el vermedi halbuki sınav haftası ne güzel güneş vardı.. gerçi bugün güneş var mıydı hatırlamıyorum 🙂 ama dün yağışlıydı hava, bugün güneşli olsa da gidilmezdi yani..
bi an önce yeni haftaya girsek de ders çalışmaya başlasam, ben de emX gibi olsam..
bi de artık bilgisayarımı onarsam bi de makineye film taksam bi de mete bana eşlik etse de bi iki parça alsak bilgisayar için..