güvercin uçuverdi, kanadın…

slayttaki arkadaşı tanıtayım;  güvercin, bir çeşit güvercin; türünün ‘kumru‘ olma olasılığı söylentiler arasında. sonradan ‘mal‘ dedik adına. mal olduğunu, öncelikle balkonumuzdaki kombinin üzerine yuva yapmaya başlamasıyla düşünür olduk. hadi neyse, bir bildiği var demek ki deyip ‘kesin mal bu’ demedik. hatta yuvasını izleyecek şekilde fotoğraf makinesini kurup fotoğraflarını çekmeye* başladık. ta ki dün makineyi tekrar kuracakken, arkadaşın, yumurtalarına sahip çıkamayarak, kombinin arka boşluğuna düşürüp kırdığını farkedinceye dek; işte o an kesinlikle ‘mal’ olduğuna kanaat getirdik. yuvasını toparlayıp kırık yumurtaları yuvaya yerleştirerek tekrar gözlemeye başladık fotoğraf çekerek; acaba merak edip de döner mi diye. dönmedi. fakat daha sabahında ayrıldığı yuvaya gün boyu bir daha dönüp bakmaz mı bir kuş, ne oldu ne bitti diye.. sokaktan geçerken de mi aklına gelmez, ki buraların kuşu belli ki… ben bu güvercini hiç anlamadım; mal olduğundan olabilir, ya da onların beyinleri bizimkinden farklı çalışıyor; bizim aklımız ermiyor töbestağfurulla.. izleyelim:




* pentax k-7 kullanıcıları için not: makinenizle ‘aralıklı çekim’ yapabilirsiniz. yani belirlediğiniz aralıklarla, istediğiniz zaman başlayacak şekilde, 99 adet fotoğrafı otomatik çektirebilirsiniz makinenize, herhangi bir aparat kullanmadan. daha fazlası için uzaktan kumanda gerekiyormuş. menüde ‘aralıklı çekim’ adıyla geçiyor bu özellik, i don’t know know what the fucking mean of ‘aralıklı çekim’ in english menu.

2 comments

Yorumlar