sen unutmuyorsun, o unutmuyor; ben unutuyorum… (*)
evet unutuyorum; telefon numaralarını veya dün ne yediğimi, ne giydiğimi falan değil yaşadıklarımı unutuyorum. yani ‘anı’ niteliği kazanması gereken bir çok önemli ya da en azından sıradan(rutin) olmayan olay/kişi/durum, hafızamda bu mertebeye erişemeden uçup gitmiş oluyor.
hafızamın çok iyi olmadığının zaten farkındaydım fakat bir hafta önce bir arkadaş grubunda, yıllar önce yaşadığımız aksiyonu biraz yüksek bir günden bahsedilince tek zerre bir şey hatırlamadığımı farketmem, böyle bir şey yaşamış olduğumuza dair kafamda en küçük bir şeyin canlanmaması, biraz endişelendirdi beni. üstelik aynı olay bana 5-6 ay öncesinde hatırlatıldığında, hatırlıyormuşum o günü. şimdiyse 5-6 ay önceki o günden de aklımda bir şey kalmış değil.. böylece o günü daha önce hatırladığım günü de hatırlamadığımı farkedince iyice şaşırdım kendime..
çevremdekiler tarafından ezberimde kalması beklenen doğum günleri, bir şeylerin yıl dönümleri vb. şeylerin ezberime yerleşmesi için epeyce alıştırma yapmam(konuyla ilgili 3-5 hatırlatma ayarlama gibi) gerektiğini biliyordum ama bunu sadece ‘hafızam bu konularda iyi değil’ diyerek geçiştiriyordum.. sonraları, çok önemli bazı konularda da hafızamın bir süre sonra tertemiz hale geldiğini gördüm. ‘önemsemediğim için unuttuğum’ düşünülmesin diye bir şeyler hatırlatıldığı vakit, hatırlatanın verdiği ipuçları üzerinden yardır yardır bir hikaye yazmaya çalışarak unuttuğumu belli etmemeye çabaladığım çok oldu kıçımdan ter atarak, ki hala da yaparım bunu mecburen.. 10 yıl öncesini bugünmüş gibi hatırlayamamak değil derdim, aradan 3-5 ay geçmiş olayları bile unuttuğum oluyor, hem de çok oluyor; böyle de olunca unuttuklarım eğer birileriyle yaşanmış bir şeylerse, o arkadaşlar anı defterimin bu kadar kötü durumda olabileceğine inanmadıkları için yeterince önemsenmediklerini düşünüyorlar.. halbuki o olay hiç öyle değil… bir ‘anı’yı hatırlasam bile ayrıntılarını hatırlamak benim için neredeyse imkansız bir durum, aklımda en fazla olayı/durumu özetleyecek 1-2 cümlelik bir veri kalmış oluyor geriye.. bir şeyi unutmamam gerektiğinin, onu öğrenirken ya da yaşarken farkındaysam, aklımda kalması daha kolay oluyor tabii ama sürekli de ezberim açık modda gezinmiyorum haliyle.. çektiğim bir fotoğrafa, yazdığım bir yazıya bile ‘bunu ben mi yapmışım’ diye bakakaldığım oluyor zaman zaman..
alakasız zamanlarda karşıma çıkan saçma sapan bir görüntüyle ya da kokuyla falan kişisel tarihime yolculuk yapabiliyorken, anı türünden durumları hatırlamamak, benim de kendimden şüphelenmeme neden oluyor bazen işin doğrusu.. la yoksa harbiden hiç kimseyi, hiçbir şeyi sallamadan mı yaşıyorum?! 🙂 yok öyle de değil.. aksine her şeyi gereğinden fazla(sanırım) önemsiyorum, o ayrı konu..
balık hafızalı olmam, hatırlamak istemediğim konularda epeyce işime yarıyor; hakkını yemeyeyim şimdi hafızamın fakat arada beni gerçekten zora soktuğu da oluyor.. işin bir de sağlık boyutu var tabii, tıbben bu durum anormal seviyede sayılır mı sayılmaz mı onu hiç bilemiyorum…
Aynı dertten bende muzdaribim 🙁
Bu sağlıksal bir sorun galiba.