grup vitamin – pastacı pakize

sonunda buldum! bir ara günlerce arayıp bulamamış, çevremdeki grup vitamin hayranlarının ‘dötünden vitamin şarkısı uyduruyorsun’ eleştirilerine maruz kalmıştım. ama sonunda buldum! 🙂  *

gerçi bu şarkının orijinal vitamin grubuna ait olmadığı yönünde iddialar da var ama ben anlamam arkadaş, ben ortaokuldeyken, ‘bu orijinal, bu değil’ ayrımı yoktu bizim oralarda 🙂

bir rüyanın altyapısı

bu gece gördüğüm rüya, uyumadan önce nette okuduğum/izlediğim ve son birkaç gün içerisinde ilgilendiğim birkaç konunun iç içe geçmiş haliydi.

tekirdağ depremi ‘nin twitter yansımalarından yola çıkarak haarp ve her bir yanı denizlerle çevrili cennet yurdumuzun daha çok doğu tarafı ile o tarafta yer alan bazı ülkelerde gün içerisinde görülmüş ve ilk etapta tanımlanamamış olan gök cismi/olayı ile ilgili çeşitli haberler ve görüntüler arasında gezindikten sonra uyumam, sabaha karşı epeyce huzursuz bir vaziyette uyanmama neden oldu. devamını oku

telvin / documentarist 2012

belgesel izlemeye nasıl heveslendiğimden daha önce bahsetmiştim. iyi ki de heveslenmişim, iyi ki de kadıköy’deki gösterimden zeki arkadaş haberdar etmiş beni, zira documentarist 2012 kapsamında izlediğim filmler arasında ‘telvin‘ de vardı. film, erkan oğur, turgut alp bekoğlu ve ilkin deniz ‘in telvin adı altında beraber müzik yaptıkları grubun ve yaptıkları müziğin hikayesini anlatıyor. kelime anlamı renkten renge geçiş olan telvin sözcüğünü; müziklerindeki değişimi, daha doğrusu müziklerindeki halden hale geçişi adlandırmak için kullandıklarını belirtiyorlar. film, fragmanından da az çok anlaşıldığı üzere doğadaki bu renkten renge veya halden hale geçişleri anlatan birçok güzel görüntüyle, bunlara eşlik eden telvin müzikleriyle ve sanatçıların müziklerini anlattıkları samimi ve doğal konuşmalar eşliğinde ilerliyor. erkan oğur hayranlarına, denk geldikleri ilk fırsatta izlemelerini öneririm. devamını oku

documentarist ‘ten seçmeler

documentary 2012 başlamadan önce, ekibin önceki yıllarda festivale katılan filmlerden yaptığı bir belgesel seçkisini izledik dün kargart’ta. gerçi erken çıkmak zorunda olduğumuz için tamamını izleyemedik ama izlediklerimin tümünü beğendim ki onlar şunlar oluyor:

  • duvar  –  emre karadaş & deniz oğuzsoy, türkiye, 2009
  • bu sahilde –  merve kayan & zeynep dadak, türkiye, 2010

  • bağdat (başını kaçırdım ama izleyebildiğim kadarıyla beğendim)  –  berrak samur, türkiye, 2010 devamını oku

uyanamamak

bu sabah saat 9’dan 10’a kadar yaklaşık 10 tane rüya gördüm ve hepsi de uyanmaya çalışmakla ilgiliydi 🙂

birinde bayağı giyinip hazırlanmıştım, çıkmak üzereydim ki saat çaldı, ‘gerçekten hazırlanmış çıkıyor olaydım ne olurdu’ diye dertlendim saatle uyanınca. birinde odadan çıkmak üzere kapıya yanaşırken, kapının altından ışığı görüp-ki ışık yanıyorsa başka biri ayakta demektir ve banyonun kullanılıyor olabileceğine işarettir bu- tekrar yatağa döndüm. birinde evden çıkmıştım ama uyuklayarak yürüdüğüm için yolu karıştırıp kayboluyordum… devamını oku