kadın/adam – 6

ben bazen hissedebiliyorum, biliyor musun, dedi kadın sessizliği bozarak

neyi?, sordu adam

bazı şeyleri işte, bazen hissediyorum ben, dedi kadın gizemli bir ses tonuyla

nasıl şeyleri yahu!?, anlamayarak sordu yine adam

ya mesela geçen gün içimde bir sıkıntı vardı, o gün kötü bir şey oldu, diye çözülmeye başladı kadın

haa hissediyorum derken önceden biliyorsun yani olacakları?!, şaşkınlıkla karışık küçümsedi adam

evet. bazen de rüyamda gördüğüm şeyler çıkıyor, dedi kendine inancı tam bir şekilde kadın

yea bi siktir git!, dellendi adam

çin kahvesi

sevdim sayılır.

ticari başarıyı yakala(ya)mamış biri yazar, diğeri fotoğrafçı iki arkadaşın içinde bulundukları kısır döngünün kırıldığı bir gece muhabbetiyle geçiyor tüm oyun. muhabbet biraz ağır, biraz uzun, pek kolay seyirlik değil..

‘eğlenceli’ değil aksine ‘dram’ türünde olmasına rağmen her tiyatro oyununa ‘tiyatro dediğin gülmecelidir, komiktir; değilse ne saçma’ bakışıyla gelen seyirci elbete yine vardı ve ‘azıcık komik bir durum oluşsa da bassam kahkahayı’ fikriyle tetikte durmalarını hayranlıkla izledim.

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları

dar ayakkabıyla yaşamak

sevdim.

aynı yazarın* daha önce izlediğim ‘buluşma yeri‘ adlı oyunundan daha çok sevdim ve filmlerini de hesaba katınca ‘takip edilecekler’ kategorisine aldım kendisini.

sahne ve ışık tasarımı sıradışı. böyle olunca daha bir seviyorum nedense. çok abartmadan ama yeterli ve gerekli görselliği/işitselliği sağlamak adına iyi çalışıldığını görünce daha bir izlenesi oluyor oyunlar.

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları

yuvaya dönmek “babam için”

sevdim sayılır.

oyunu izlemeyi düşünenler için öncelikli uyarı: oyun için hazırlanmış broşürü mutlaka inceleyin; sahnede bulabilirsiniz, biraz erken gidin ki okumaya vaktiniz yetsin zira hikayeyi/projeyi çok bilmeden izleyince ben çok keyif alamadım, sonradan okuyunca ‘haaa’ oldum ama geç oldu.

hikaye, nüfus mübadelesi ile hayatları bir anda değişen bir ailenin eski yurtlarına duydukları özlemi anlatıyor. yani yine bir sınır meselesi özünde.

müziği çok sevdim yalnız konuşmaları duymakta orta sıralarda* bile güçlük çekiliyor, üçte birinde dudak okumaya çalıştım desem abartmış olmam. benzerini daha önce hiç izlemediğim bir koreografi ile karşılaştım bu oyunda, hikayeyi de bilmediğimden danslar* da havada kaldı benim için.

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları

kalpak

sevdim sayılır.

  1. dünya savaşı ile ilgili çok film, bilgisayar oyunu gördüm de ilk kez bu konuyla ilgili tiyatro izledim sanırım-unutkanlık malum, kesin konuşamıyorum-. savaş, esaret, sefalet, aşk, ölüm, ben, ben, ben. beklediğimden fazla aşk içeriyordu hikaye, bunun dışında fena bulmadım.

tiyatro: istanbul devlet tiyatrosu

bir anarşistin kaza sonucu ölümü

sevdim.

istanbul devlet tiyatrosu ‘nun misafir ettiği eskişehir büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları ‘nın bir oyunu.

bir emniyet müdürlüğü ‘nde bir deli. o sırada oraya, daha önce kapanmış olan, bir anarşistin kaza sonucu ölümü ile ilgili bir dosyayı tekrar araştıracak bir müfettiş beklenmektedir. ve olaylar son hızla, eğlenceli bir şekilde gelişir. şimdi artık kimin deli olduğu tartışmaya açılabilirdir.

tiyatro: eskişehir büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları

oyun: istanbul devlet tiyatrosu