kadın/adam – 7

1 mi 0 mı?,  ansızın soruverdi kadın
bence berabere kalırlar,  anlayamadı adam
oo kaçar yapıyorsun. peki, siyah mı beyaz mı?,  üsteledi kadın
ben takım tutmuyorum, futbol sevmem,  geyiği zorladı adam
daha uzatacak mısın,  sinirlenmeye başladı kadın
oooff! cevap vermek zorunda mıyım yahu!?,  konuya girmek istemedi adam
evet,  dedi sakince kadın
… ,  sustu adam
evet!,  dedi hiddetle kadın
iyi tamam be! siyah da değil beyaz da! gri!,  dedi adam
saçmalama! doğru düzgün cevap ver lütfen!,  dedi biraz sakinleşerek kadın
gri işte, ciddiyim,  dedi sakince adam
… ,  sustu uzunca kadın
… ,  ‘şimdi sıçtık’ diye düşündü adam
anladım peki tamam,  dedi çok sakince kadın
neyi anladın?,  çırpındı adam
anlayacağımı anladım ben,  uzatmadı kadın
… , sustu adam
… , sustu kadın

spam telefon numaraları

kredi kartı borçlarımızı ödemek isteyeninden tutun da bize durmadan kilolarca bal yedirmek isteyenine; onu da bırakın, sürekli cinsel gücümüzün tavan yapmasını isteyerek bizi aygırlaştırmaya çalışanların sayısı gün geçtikçe artıyor… üstelik artık canlı konuşma zahmetine de girilmiyor, bant kaydı dinliyoruz bu reklam aramalarında. ‘tanımadığım numarayı açmam’ prensibiyle yaşıyorsanız, evet bu ‘spam‘ aramaları da açmıyorsunuzdur ama benim gibi her telefonu açmak gerektiğini düşünüyorsanız, bazen olmadık yerlerde de denk gelen bu ‘reklam‘ bombardımanından gına gelmiş olabilir. bu nedenle, bu kategoriye soktuğum numaraları üşenmeyip telefonumda ‘spam’ adıyla kaydediyorum ve tekrar aynı numaradan aranırsam açmıyorum, sms mesajlarını es geçiyorum. (bankaların 444 ile başlayan müşteri hizmetleri numaralarını bu şekilde kaydetmedim, bazen onlardan da can sıkacak kadar arama gelse de)

‘spam’ numaraları bir arada tuttuğum kartviziti şuradan indirebilirsiniz. (bu da benden size bi kıyak olsun hadi)

indirdiğiniz dosyayı telefonunuza veya google hesabınızın rehber bölümüne ‘içe aktar’ yöntemiyle kaydedebilirsiniz. unutmazsam ve üşenmezsem ara ara bu dosyayı güncelleyeceğim. devamını oku

şark dişçisi

çok sevmedim.

açıkhavada tiyatro izleme hevesimi gidermiş oldum bu sene için fakat ses düzeni kapalı salonlardaki kadar iyi değildi, bu sebeple de olabilir çok sevmemem. bunun haricinde danslı/müzikli bir oyun olması itibariyle açıkhavaya uygun ve ‘eğlendirme’ dozu fena değildi. ibb şehir tiyatroları, bu programa dahil edeceği oyunları belirlerken sanırım ‘eğlendirme’ kriterini ilk sırada tutmuş. gelgelelim cemil topuzlu açıkhava sahnesi ‘nin oturma düzeni/koltukları, oturarak uzun uzun tiyatro izlemeye pek uygun değil. sandalyelerin rahatsızlığı ve sıra aralarının dar olması eski sahnelerin ortak sorunu olsa gerek…

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları

kral lear

sevdim.

festival kapsamında izlemeyi planladığımız 6 oyunun yarısının iptal olmasından ötürü bahtıma mı sövsem yoksa iksv’yi mi kutlasam bilemiyorum. atarımı yaptıktan sonra belirtmek isterim ki en azından bu oyunun iptal olmamasına sevindim.

tiyatro:  istanbul tiyatro festivali  kapsamında  oyunbaz  tarafından sahnelendi.

hamlet makinesi

sevdim sayılır.

bu oyunu izlemeden önce keşke düz bir  hamlet  izleyebilmiş olsaydım ama olmadı. istanbul tiyatroseverleriyle yarışamıyoruz paşam,  devlet tiyatroları  hamlet  oynadı bu sezon ama yer bulmak ne mümkün!

oyun başlar başlamaz öncelikle televizyondan bildiğimiz,  yalan dünya’nın  çağatay’ı  hakan meriçliler‘i  sahnede o ses tonuyla canlı canlı konuşurken görünce hafiften bir gülme geldi ama sesli gülmedim; yüzümde ancak bir tebessüm belirse de içimden hafif hıkhıklayarak güldüm, o şekil. neyse ki dizideki rolünden kopararak izlemeye devam edebildim kısa bir süre sonra..

müzik, şarkılar, sonlara doğru tüm salonu kaplayan bir görüntü efekti, sahnede ateş yakılması da iyiydi, oyundan çıkınca dumanaltı bir kahvehaneden çıkmış gibi hissettim 🙂  (gerçi sahnedeki ateşi erikli damacana suyla söndürdüler ama..)

tiyatro:  istanbul tiyatro festivali  kapsamında  istanbul devlet tiyatroları  tarafından sahnelendi.

 

mesut insanlar fotoğrafhanesi

sevdim sayılır.

bir şehre, daha doğrusu istanbul’a aşık bir adamın çocukluğundan yetişkinliğine kadar şehirle olan ilişkisini izliyoruz. özlem, coşku, heyecan, hüzün, sevgi gibi duygular arasında sürekli geçiş yapan oyuncuyu* başarılı buldum. 50-60 yıl öncesinin istanbul’unu anlattığı için hikaye masal gibi geliyor, o denli farklı.. bir şehre böylesine methiye düzülmesi ya çok hoşuma gitmedi ya çok abartılı geldi, nedenini tam anlamadım ama biraz sıkıldım izlerken.. çılgınlar gibi eski istanbul aşığı iseniz, tabii ki izleyiniz.

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları