güzel bir havada yaklaşık 14km kadar yürüdüğümüz parkur kolay ve aslında güze bir rota sayılır fakat biraz ‘insan’ bulaşmış. traktör yolu tabir edilen, zorlasan binek araçların da gidebildiği -herhangi bir suya yakın- yollar; er ya da geç ‘piknikçi/mangalcı’ istilasına uğramaya mahkumdur. ormanın derinliklerinde ilerlediğinizi düşünürken ansızın karşınıza çıkan piknikçi çöpleri, o kadar da ormanın derininde olmadığınız gerçeğini yüzünüze çarpar. demek ki daha derine, daha da derine gitmeniz gerekiyor. mesela traktör yolu dahi olmayan derinlere…
piknikçilerden şikayet etmeye de başladığıma göre iyice ‘doğa insanı’ olmuşum demektir, güzel :p
saklıgöl geyiğine gelince, bu bizim üniversitedeki ‘saklı vadi/cennet/bahçe’ -adı her ne idiyse- geyiğinden çok daha fenaymış.. daha önce kahvaltıya gitmeyi düşündüğümüz pek gizli saklıgöl’e iyi ki de gitmemişiz. öyle sessiz, sakin, huzurlu bir ortamı falan yok. hadi bunlar yok; oturmaya yer bile zor bulunur orada. araç park yeri sıkıntısı, korna sesleri ve kalabalık var bol bol.. bunun yerine, darlık barajı çevresinde kendi kahvaltımı kurmayı tercih ederim.
yine de tabii, fena olmadı ormanda, baraj gölü kenarında yürümek..
yürüdüğümüz yol şu;
ve fotoğraflar;