kadıköy/üsküdar sokaklarında – 2

kadıköy, üsküdar, eminönü, fatih, karaköy, beyoğlu sokaklarında çokça yürürüm. bu yürüyüşlerimin bazılarında fotoğraf da çekerim. son zamanlarda ise bu fotoğrafları genellikle filmli-analog-manuel-vintaj-karizmatik kameram canon ae1 program ile çekerim. bu fotoğrafları genellikle paylaşırım. yine kadıköy ve yine üsküdar sokaklarında yine bolca yürüdüğüm ve yine fotoğraf çektiğim için yine paylaşıyorum:

kampa devam / gökçeada / deniz / doğa

birkaç hafta önce gezintrek grubuyla gittiğimiz gökçeada‘da deniz kenarında kurduğumuz kampla, 3. kez kamp çılgınlığına girişmiş oldum. ilki sardala koyu‘nda, ikincisi erikli plajı‘nda olan kamp maceralarımın üçünüsü gizli liman diye anılan koyun yakınındaki küçük bir çamlık alandaydı.

hafif ve kolay taşınabilen yani matım* ve çam ağaçlarının kuruyup dökülmüş iğne yapraklarıyla nispeten yumuşattığım zemin sayesinde, bu kez rahat uyuyabildim. çadır/kamp konforunu, böylece kendim için 2 tık daha artırmış sayılırım. çam ağaçlarının gölgesi sayesinde güneş doğar doğmaz uyanmak zorunda da kalmadım; demek ki neymiş, ağaçlık alanda kamp konforunu -kolaylıkla- yaklaşık 3 tık yükseltmek mümkünmüş, at cebe bu bilgiyi.

devamını oku

dereköy – sermayecik köyü doğa yürüyüşü

haftalar önce, yalova bölgesinde, güneşin alnında, meyveli ve uzunca bir parkurda yürümüştük…

şöyle de fotoğraflar çekmiştim:

devamını oku

hanlar, konaklar, camiler, zeugma / antep

mayıs başında çıktığım kısa bir tatilde ilk kez ‘gezdiğim’ antep‘in kemerli sokaklı eski mahalleleri, eski ermeni evlerinin/konaklarının olduğu bey mahallesi ve yemekleri bir yana, en çok zeugma mozaik müzesi‘ni sevdim. meşhur çingene kızı mozaiğini zaten çok merak ediyordum ama diğer mozaiklere de bu kadar hayran kalacağımı tahmin etmezdim. ilk kez bir müzeyi kendi isteğimle ve ‘yoğun ilgiyle’ gezdim desem hiç abartmış olmam. çingene kızı‘nın sergilendiği, özel ‘karartılmış’ salona 2 kez gittim ve epeyce zaman geçirdim; müzede toplamda 4 saat geçirdim ama uğrayamadığım kısımlar kaldı! gaziantep’e bir daha gidersem muhtemelen müzeye yine giderim, hatta bu kez programıma zeugma/belkıs antik kenti‘ni de ekleyebilirim; kendime not olsun bu da burada.

devamını oku

mahmudiye-keramet doğa yürüyüşü / iznik gölü

iznik gölü civarında katıldığım 2. yürüyüş oldu bu; ilki ortaköy-üreğil arasındaymış.

geçen hafta sonu yürüdüğümüz bu çamurlu parkur boyunca, hava yoğun bulutlu ve soğuktu. hava durumu yürüyüş açısından bir zorluk çıkarmasa da tepeden göl manzarasının tadını çıkarmak açısından kötüydü zira gölün üstü bir puslu bir pusluydu ki.. gerçi gölün o durumu, göl kenarında daha önce çekmediğim türde fotoğraflar çekebilmeme yaradı, o açıdan da kârlı sayılırım, tıısıs. devamını oku

kar yürüyüşü (kuzuyayla tabiat parkı – kartepe zirve) – 2

2 yıl önce kar yürüyüşü yaptığımız kuzuyayla tabiat parkı parkurunu geçen sene de yürümek istemiştik ancak mümkün olmamıştı; bu sene nispeten hızlıca bir karar alıp çıktık dağın başına. bu kez bir yürüyüş ekibiyle değil kendi başımıza (yılmaz, erkal, vural, ben) yürüdük. profesyonel rehber olmadan yürümemizin en büyük eksisi zaman planlamasında sınıfta kalmamız oldu! 🙂 dönüşte karanlığa kalmamak için koştura koştura ilerledik…

orman bol karlı, hava kapalıydı fakat çok sisli ve soğuk değildi. zaman zaman kar yağdı ama rüzgâr olmadığı için hiç sıkıntı çekmedik o açıdan.. parkurumuzun başlangıç kısmında, bizden önce yürüyenlerin karda açtığı izlerden yürüdük ancak kısa bir süre sonra ayak izleri bitti ve ortalama diz boyunda olan karda kendimiz yol aça aça ilerlemek zorunda kaldık. macera da böylece başlamış oldu.. bata çıka bata çıka bir süre yürüdükten sonra yorulmamız uzun sürmedi. 🙂 acaba zirveye kadar bu tempoda yürürsek çok mu geç olur, dönüşte karanlığa kalır mıyız, yaban hayvanlarıyla karşılaşır mıyız bu ıssız ormanda, yürüyüşü kısa kesip dönsek mi soruları eşliğinde biraz daha ilerlemeye karar verdik. çok geçmeden, arkamızdan kalabalık bir yürüyüş grubunun (yeksayder) geldiğini görünce sevinç çığlıklarımızı tutamadık, tıssıs.. bir onlar öncü olup yol açtı, bir biz; o şekilde hem tempomuz yükseldi hem daha az yorulduk. bir süre sonra bir kalabalık grup daha arkadan yetişince parkurun tenhalığı iyice azalmış oldu. devamını oku

polonezköy tabiat parkı doğa yürüyüşü – 2

yine bir gün yürüyoruz ormanda arkadaşlarla…

hazır polonezköy’de bir deneme turu yapmışken, neden abartıp da art arda her hafta yürümeyelim ki dedik; bir kez daha tabiat parkı‘nın yolunu tuttuk fakat bu kez sadece kolay, yürüyüşe özel düzenlenmiş parkuru ve devamındaki sessizlik zonu adlı bölgeyi yürüdük.

hava, yürüyüşe oldukça uygun; ışık, sonbaharın renklerini iyice ortaya çıkaran ayardaydı; kısacası, her şey yolundaydı. devamını oku

mona petra kayalıkları (ıstranca ormanları) doğa yürüyüşü – 2

geçen sene ilk kez ilkbaharda yürüyünce, “sonbaharda da gidilmeli” dediğim ıstranca ormanları (yıldız dağları) bölgesini, sözümde durmak için sonbaharda da yürüdüm, yine gezintrek grubuyla. biraz daha erken tarihte yürüsek, mona petra kayalıkları‘ndan görülen orman manzarasını rengârenk yakalayabilirdik ama ağaçların neredeyse tamamen çıplak olduğu döneme denk geldiğimiz için grinin tonlarını bulduk anca. tepeden görülen manzara griyken, parkur boyunca yeşilden kahverengiye sonbahar cümbüşü vardı yeterince.

ıstranca dağları istanbul’a uzak. şehirden çıkış da uzun sürüyor. hava da mevsim gereği erken karardığından, yürüyüşü akşam bastırmadan bitirmeye çalıştık. böyle olunca, hem bu etkinlik epeyce yorucu oldu hem de kayalıklarda bile çok zaman geçiremedik… yeni muhitimden servis güzergâhına ulaşmak kolay değil; pazar günü bile, sabahın 6’sında bile otobüsler binilemeyecek kadar dolu gelebiliyor, bu durum da uzak yerlerdeki günübirlik yürüyüşlere katılmamı zorlaştırıyor. bu gidişle, ya servis güzergâhı benim oralardan geçen bir grup bulacağım ya da şehir dışı yürüyüşlerim iyice azalacak. 🙁 devamını oku