aylak adam ‘ı okurken, ekmek elden su gölden bir hayatın bana çok uygun olduğunu farkettim 🙂 son birkaç(!) aydır içinde bulunduğum durum, aylaklığın beni çok rahatsız etmeyebileceğini gösteriyor-romandaki aylağı rahatsız etmesinin aksine(sıcak bir pazar günü, kahvaltı masasından anca öğleden sonra kalkabilip gönül rahatlığıyla evde miskin miskin yayılabilmemi de başka bir destek sayabilirim bu tahminime). tabii ben biraz sağlamcı bir insan olduğum için, gelir kaygımın olmadığı bir aylaklıktan bahsediyorum.
aylak adam ‘ın aylağı olan c. ‘nin kafası ‘ndan birkaç alıntı:
“ … olmuyordu. huzurunu yaşadığı günde bulamayan insana kurtuluş yoktu. … “
* “ eylül. 8
kıyıda, belki hiç bitiremeyeceğim resme çalışıyordum. arkamda uzanan c. bir şey söyledi. döndüm.
– anlamadım, dedim.
– kuyara ile adako, dedi.
– ne o? bir ilkçağ trajedisinin adı mı?
paleti bırakıp gittim yanına oturdum.
– bütün çağların trajedisi bu, ku-ya-ra; ‘kumda yatma rahatlığı.’ a-da-ko: ‘ağaç dalı kompleksi.’ şimdi kumda yatığım için kuyara diyorum. daha da genişletilebilir. kuyara, alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. düşünmeden uyuyuvermek. biteviye geçen günlerin kolaylığı. ya adako? ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini farkettin mi bilmem? hep öteye öteye uzar. gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. özgürlüğe susamışlıktır. buna ben ‘ağaç dalı kompleksi’ diyorum.’ genç hastalığıdır. çoğunlukla kuyara dişidir. adako erkek. pek seyrek cins değiştirdikleri de olur. ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. insanların ağaç dallarını budayıp gövdeye yaklaştırdıkları gibi, yakınları onun içindeki bu adako ‘yu da budarlar. onu gövdeden ayırmamak için ellerinden geleni yaparlar. kimi insana ne yapılsa yararı olmaz. asi daldır o. ayrılır. balta işlemez ona.
sustu. iki sigara yakıp birini bana verdi.
– çalışmıyor musun? diye sordu.
– çalışıcam.
paleti, fırçayı elime alıp denize baktım. gözlerim yanıyordu. bir gün beni bırakacak. ilk seferki gibi habersiz, birden kaybolacak. arkamda kumsala yatmış, kim bilir neler düşünüyordu. bütün suç onun aylak oluşunda, bari resim yapsa.
………. “
* ayşe ‘nin günlüğünden.