ben böyle sınav haftası görmedim arkadaş! 1 ay olmuştur herhalde sınav haftasına gireli.. tatil hakkımı kullanmak (gerçi bize öyle bi hak verilmedi ama kimin umrunda 🙂 ) üzere ‘memleketin yolları tozlu’ türküsünü-ki öyle bi türkü yok- çığırarak, çıkıyorum yola cuma günü ‘anten’ sınavından sonra-yanlış anlaşılmasın, ‘anten’ bizim bi dersin adı-.. ertesi sabah, artık ekmeğiyle, peyniriyle, yumurtasıyla, en doğalından bi kahvaltı sofrasına yetişirim..
ne kadar az bilgisayar başında olursam annemi-babamı o kadar mutlu edeceğinden, buralarda takılmayabilirim pek.. hoş gidince bu kadar umursamıyorum ama en azından şu an öyle planlıyorum 🙂
.
.
daha çok bu ve bunun gibi artistleri-ki yeğenlerim olur kendileri- görmeye gidiyorum gerçi..
.
.
yaz ayları olsa bu üzümlerden de nasiplenecem ama bu mevsimde olmaz be..! 🙂
lafmacun kimdir, nedir? bilen bilir.. 🙂 bilmeyenler için kısaca şöyle diyeyim; sözlük.. çok kısa değil mi? bildiğin sözlük.. başını ekşi sözlük ‘ün çektiği kulvarda hızla gelişen bi sözlük; şekli-şemali, konsepti (bu kelimenin türkçesi “kavram” diye geçiyor, şahsen, kavram desem ben anlamam ne dediğimi! mecburen buna devam..) çok farklı olduğu için doğrudan “kopya lan bu” demek çok büyük insafsızlık olur..
her neyse konu lafmacun ‘un ne olduğu değil zaten 🙂 lafmacun ‘un başlıktaki isimle izmit ‘te yaptığı bi zirvenin fotoğraflarıyla oluşturulmuş klibi.. kime ne şimdi lafmacun ‘un zirvesinden?! valla haklısınız, kime ne! zaten konu bu da değil 🙂 o klipte çalan şarkı, konu bu. şarkı çok hoşuma gitti de o yüzden buraya koyayım dedim; şimdilik şarkı-türkü eklemeyi beceremediğm için, doğrudan videoyu eklemek zorunda kaldım, işte bu yüzden de “kim bu adamlar” a cevap olsun diye açıklama yaptım hepsi bu.. neyse uzatmayım daha fazla, izleyin daha doğrusu dinleyin derim 🙂
kendi sitesinde zirveyle ilgili başlığa gitmek için buyrun: zirveye gider.
ekleme: parçanın kime ait olduğu ve ismi tespit edilmiştir:
bu haftaki gösteri harikaydı, izmit ‘te olup da kaçıranlar çok üzülecekler, kafalarını duvarlara vuracaklar, ağlayıp sızlayacaklar.. o derece yani.. emrah ‘ın fikrini de süper oynadılar; ‘sallanan yeşil şeyler’ 🙂 kalabalık gidilse daha bi tadı çıkacak bu oyunun..
‘oyun istasyonu’ kimdir, ‘tiyatro sporu’ nedir diye merak edenlerin oyun istasyonu web sitesine bakmaları şiddetle tavsiye edilir.. yok illa ki sen anlat biz dinleyelim diyorsanız, kendimce ifade etmeye çalışayım:
efendim öncelikle tiyatro sporunun, bi tür doğaçlama tiyatro oyunu olduğunu belirteyim.. tur adı verilen bölümler üzerine kurgulanan, seyirci katılımıyla şekillenen bi tür.. oyunda iki grup var (‘oyun istasyonu‘ ekibinden gördüklerimi aktarıyorum), bu gruplar daha önceden sırası ve çeşidi belirlenmiş turları, seyircilerin genellikle absürt olan 🙂 fikirleriyle şekillendirip doğaçlama olarak tek tek oynayarak, daha fazla güldürüp daha fazla puan almaya çalışıyorlar.. tabii amaç eğlenmek; puan, yarışma gibi tabirler yanlış bi fikir oluşturmasın..
örnek turlardan bahsedersem sanırım daha iyi anlaşılır: roman turu. bu turda sahnedeki grubun oynaması için seyirciler bi roman adı belirliyorlar.. mesela ‘sallanan yeşil şeyler’ 🙂 ve işin geri kalan kısmını ekip hallediyor; ne kadar çok gülmekten yararlarsa, iki grup arasındaki çekişme o denli hareketli ve yarıcı oluyor ve tabii tadı da öyle çıkıyor oyunun zaten.. roman turundan bahsetmişken, daha eski gösterilerden bi roman turunu(seyircilerin belirlediği romanın konusu: ‘gülmedik doya doya’) aşağıda izleyebilirsiniz:
buna benzer, seyircilerin bazen daha çok katılımda bulunduğu kart turu, film, gülmek yok gibi başka turlar da var ve hemen hepsinde izleyicilerin fikirleri oyunu yönlendiriyor..
mesela ‘sorgu’ turunda, suçlu bi suç işlemiş oluyor haliyle ama ne suç işlediğini bilmiyor ve tabii suçunu izleyiciler belirlemiş.. iki sorgucu, suçluyu sorguya çekiyor ve işlediği suçta geçen kelimeleri kullanmadan suçluya işlediği suçu buldurmaya çalışıyorlar.. yine daha önceki haftalardan, suç konusunun ‘osuruğuyla balon şişirmek’ 🙂 olduğu bi örneği aşağıda izleyebilirsiniz:
gösteri doğaçlama olduğu için, sahnede başarıya ulaşmak harbiden zor iş, tüm o oyuncuların alnından öpmek gerek.. bi kez daha tebrik ediyoruz.. bi de başka bi yerde etmiştim, burada değil 🙂
ben aslında güvercinleri çekecektim ama amcayı o vaziyette görünce, dur bakalım şu klasik karelerden birini tutturabilecek miyim diyerek bastım aletin düğmesine.. kare, klasik olmasına klasik ama yine de kompozisyonun hüznünden hiçbir şey eksiltmiyor..
dede ne düşünüyordu o an acaba? ne olacak, muhtemelen maziyi düşünüyordur.. cumhuriyet parkı ‘nın eski günlerini.. izmit ‘in eski halini belki de, fethiye caddesi ‘ni, sahili.. güvercinler aynı, kargalar aynı, mekan aynı, insanlar hızla değişiyor..
yaa dede, bi ‘ooof of’ çekip, ‘nerede o eski günler’ deme vaktidir..
ekleme: joseph nicéphore niépce tarafından 1826 yılında, 20*25 santimetrelik yağlandırılmış katran üzerine “view from the window at le gras (le gras ‘taki pencereden görünüm)” adıyla çekildi. 8 saatlik pozlama süresinden ötürü binalar, sağdan ve soldan güneşle aydınlanıyor. bu fotoğraf genellikle, başarılı ilk kalıcı fotoğraf olarak kabul edilir.
sınırlandırılmayı sevmiyorum arkadaş 🙂 şu wordpress arkadaş iyi güzel de her bi şeye izin vermiyor, istediğin her eklentiyi ve temayı kullanamıyorsun; en azından ben 4-5 günlük wordpress deneyimime dayanarak öyle olduğunu düşünüyorum.. belki de yapılabiliyordur da ben becerememişimdir.. her neyse, sonuç olarak şu temayı ya da şu eklentiyi ya da şu şarkıyı bu sitede nasıl kullanabilirim gibi sorularla başlayan arayışım (google seni seviyoruz), bugün yerini bedava bir web sayfası adını (domain), bedava bir web sitesi barındırma (hosting) sunucusuna (host), filezilla programını kullanarak ftp yöntemiylewordpress kurma işine bıraktı (ne çok şey öğrendim bi gecede, ne akıllı bi şeyim ben böyle, sevimli miyim neyim lan ben)..
sıra geldi bu sunucuda bu uygulama çalışır mı kısmına.. şimdi de onunla uğraşmak gerek.. sonra ver elini özgürlük, ne istersen koy.. sonra biraz ders çalış, arif hocama ayıp olmasın.. çok daha sonra, bedava web hizmetlerinin (domain, barındırma vs.) cılkının er ya da geç çıktığına tanık ol ve siteyi başka bi yere taşı falan filan bilmem ne..
yok eğer her şey yolunda giderse bu işi nasıl becerdiğimi de adım adım anlatırım da bari daha çok işe yarasın bu uğraş..
gözlerim kapanıyor uykusuzluktan, dalıyorum ikide bir ama azmettim bu defa kouelohab ‘ın albümü için foto yükleme işini bitirecez (ali ile beraber); hazır sınavlardan biraz boşluk bulmuşken.. box ‘ın azizliğine uğramış olmasaydık gerçi şu an erus hazır hale getirmişti o albümü çoktan.. arkadaş ne güzel site yapmışlar, paylaşıma da izin veriyorlar iyi hoş amma bağlantıları vermiyorlar! olacak iş değil yahu..