şubat başında zek‘ten gelen teklif: doğu ekspresi ile kars’a gidelim?
yanıtım: teklifiniz uygun görülmüştür.
dedik ve şubat sonunda düştük yola. şubat sonuna kalmazdık ya; daha erken seferlerde, istediğimiz yerler kalmadığı için mecburen.. meğer doğu ekspresi yolculuğu moda olmuş o sıralar ve yataklı/kuşetli vagonlardaki yerler kapış kapış gitmiş kış ortasında. biz de farkında olmadan modaya kaptırmış olduk kendimizi :p
ekspresin ‘teknik’ ayrıntılarını uzun uzun anlatasım yok, bilgi mahiyetinde çok sayıda kaynak oluşmuş durumda internette. genelinde, “erzurum’a varmadan cağ kebabı siparişi verip, gara varınca siparişimizi teslim aldık” maceraperestliği olsa da seyahat planıyla ilgili gerekli ayrıntılara da yer veriliyor.
sadece şu kadar bilgi vereyim; ankara(ırmak)-kars arasında 24 saatlik bir tren yolculuğu bu ve istanbul’dan hızlı trenle gidişi ve araları da ekleyince en az 30 saat yollarda geçiyor tek yön için.
yolculuk, çok kısa özetiyle, güzeldi.
doğu ekspresi seyahatinin en önemli yanı; varış noktası değil, yolculuğun kendisi.
kimi için sadece güzel manzaralar eşliğinde uzun bir tren yolculuğu; kimine göre meditasyon tadında bir içe yolculuk…
en karlı döneme denk gelmesek de yolun yarısında(erzincan-kars arasında), daha önce hiç görmediğim kadar karlı dağlar, düzlükler gördüm.. karların üzerinde vahşi hayvan ayak izleri, sayısız. bu izlerin çoğunun tilkilere ait olduğunu anladık yolda deneyim kazandıkça. tilkileri zaten çokça da gördük. tam emin olamasak da kocaman bazı ayak izlerinin, olsa olsa ayılara ait olabileceğinde karar kıldık fakat kendilerini hiç görmedik. izlerden bazıları da muhtemelen kurtlara aitti zira uzaktan da olsa birkaç kez kurt da gördük..
karlı dağlar/ovalar, donmuş nehirler/çaylar, kanyonlar/vadiler, tren yoluna eşlik eden akarsular, tilkiler, kurtlar, balıkçıl kuşlar, bozkırlar, tüneller, taş/metal köprüler, uçsuz/bucaksız topraklar, zifiri karanlık, ıssız gece, ürkütücü karanlıkta sadece kendi yolunu aydınlatabilen tren farı…
bu hattın en güzel manzaraları, kışın en sert yani en karlı zamanlarında ve ilkbaharda ortaya çıkıyormuş.
(bu noktada kendime not: tekrar kış yolculuğu yapacak olursam ve treni sadece tek yönde kullanacaksam, kars-ankara yönünü tercih etmeliyim.)
daha önce değindiğim gibi; asıl amacımız kars’a gitmek değil tren yolculuğu yapmak olduğu için kars’a çok zaman ayırmadık.
donmuş çıldır gölü‘nde bol vakit harcadık.
gölün ortasında hissedilen, her yanımızı saran dinginlik/sessizlik büyüleyiciydi..
evet göl donuyor, tamamen donuyor ve buzun üstünü de kalın bir kar katmanı kaplıyor; bunu gidip yerinde görmemiz iyi oldu 🙂 kocca göl tamamen donuyor! gerçi beni gölün donmasından çok, yolda gördüğümüz akarsuların donması şaşırtmıştı. akan su nasıl donar arkadaş! o dereleri donduran soğuğa şahit olmak istemem..
kars şehir merkezini kısmen gezdik.
‘yapılması gerekenler’ listelerinde yer alan; ‘ruslardan kalma baltık mimarisi yapıları görüp fotoğraflamak‘; ‘kaz eti yemek’; ‘peynirciyle uzun uzun muhabbet edip kars eski kaşarı ve kars gravyeri satın almak’ gibi bazı görevleri yerine getirdik.
bunların yanında, sabah saatlerinde kurulan kars hayvan pazarına(borsa) da uğradık. pazar yerindeki çay ocağında(kahvaltı salonu), bize çay ikram edenlerin; “bunlara da rahat batıyor herhalde; buraları gezmeye gelinir mi!” dokundurmaları eşliğinde muhabbet ettik. fahri gazeteci sorumluluğu üstlenerek, satıcıların dertlerini de dinledik; muhabbet, oraya tam olarak nasıl geldi, onu hiç hatırlamıyorum 🙂
ve ve ve bolca fotoğraf/video çektik. trenin içinden / camın ardından çektiklerim, teknik olanaksızlıklar sebebiyle pek istediğim gibi olmadı ama kesip biçerek, ışıkla falan oynayarak gördüğüm hale getirmeye çalıştım.
fotoğraflar (4 sayfa);
trenden çektiğim kısa kısa videolardan bir toplama;
elmas tozu (buz kristalleri): ilk kez kars’ta gördüğüm, adına elmas tozu / buz kristalleri denen bir yağış türü;
bonus video (sesli izlenesi): denizde çekilen ayak fotolarına karşıyım dedim ama donmuş göl üzerinde adımlarken çekilmiş ayak videolarına karşıyım demedim :p
göl güzelmiş.
seneye bizi de götürürsün artık 😛
(organize olamadılar)
zek’in fotoğrafçılığını bilmezdim… selam olsun.
merhaba.
Adil! Yazı şehane şehaneee!
Yol arkadaşlığın gibi…
Aleykümselam Metehan.
Senin de bir fotoğrafını çekeriz ilk fırsatta.
Şipşah üş buçuh.
eyvallah @Zek! . modelliğim meşhurdur zaten benim 😉 referanslarım var yani lazımsa şeederim.