büyükada/heybeliada – doğa/şehir yürüyüşü

birkaç ay önce metehan ile beraber, ilk olarak büyükada‘da  başladığımız ada gezmelerine/yürüyüşlerine, heybeliada‘da devam ettik:

  • büyükada’da fayton güzergahları at ve at pisliği kokuyordu.
  • büyükada’nın ormanlık/çalılık alanında sülün görmüştük.
  • heybeliada’da değirmenburnu tabiat parkı‘na girişin yayalar için bile ücretli (6tl) olduğunu öğrendik, buna gıcık olduğumuz için girmedik.
  • heybeliada’da, adı ‘terki dünya‘ olan bir küçük manastır gördük. isim, bir ibadethaneye çok uygun değil mi, terki dünya, tıssıs.

devamını oku

kampa devam / erikli plajı / sahil yürüyüşü

kamp işine girişmişken ve hazır henüz tam soğumamışken, hem kamp pratiğimi artırmak hem de kısa bir deniz tatili için birkaç günlüğüne erikli‘ye gittim. 

kamp derken, öyle kendi başıma ıssız bir yerde çadır kurmadım elbette, o kadar değil, daha ona çok var, hele bi yavaş önce.. 🙂 çadır için yer kiralayan kamp alanlarından birinde kaldım; elektriği, interneti, suyu, duşu, tuvaleti falan olan çam ağaçlı bir camping alanı. haa duş/tuvalet duyunca, aklınıza 3-5 yıldızlı otel banyosu gelmesin; ıslak ve pis duş perdesi hayal edin, hani şu küfür niyetine de zaman zaman bahsi geçen, heh işte duş dediğim öyle bir ortam. bir de bunun sıcak sulu olanına fazladan ücret alınıyormuş, öyle bu işler tabii; malum tatil/yazlık beldesindesiniz, kolay değil esnafın karnını doyurması. zaten sıcak havalar dışında kendilerini hiç merak etmiyorsunuz ne yer ne içerler diye, onlar da intikamı bu şekilde alıyor işte; turist gördün mü sıkıca sarıl ve öp, muck!

devamını oku

perseid peşinde / sardala koyu / ilk kamp / doğa yürüyüşü

direndim direndim direndim… olmadı, yıkıldım. zincirlerimi kırmak zorunda kaldım, prensiplerimi ezip geçtim: çadırda kaldım! konforumdan, evet konforumdan ödün verdim, ben-konforumdan-ödün-verdim. tarihe not düşülsün. ben konforumdan ödün verebiliyorsam, daha da kimse hiçbir şey için imkânsız demesin, tıs.

baktım ki olmuyor, olmayacak, her yere günübirlik yetişilemiyor; zaten bir yerde bu inadımı kırmam gerektiğini de seziyordum ve sonunda kırmayı başardım.. geçmişte, kamplı/çadırlı planlara daha laf açılır açılmaz “ben yokum” demişimdir, doğrudur, fakat o gün o gündü, bugün bugün, tııss.

devamını oku

bolu: bir avrupa kenti :p

benim gözümde avrupa kenti ünvanını hak etmiş olmasının tek sebebi, bolu şehir merkezinde geçirdiğimiz en fazla birkaç saatlik sürede, bize yaya geçitlerinde 3 kez, evet tam 3 kez yol verilmiş olması! -bu cümle bir ünlemi hak ediyor.-

daha önce de kısmen faydalanmıştım bolu doğasından ama bu kez daha kapsamlı faydalanmak üzere, bir güne sıkıştırılmış bir ‘bolu doğa gezisi’ turu yaptık. gördüğümüz yerler: abant tabiat parkı, gölcük tabiat parkı, akkaya travertenleri, gölköy baraj gölü.

ha yağdı ha yağacak bir havanın hâkim olduğu çok bulutlu/sisli günden fotoğraflar: devamını oku

eskişehir aslında eski değil – 2

evet, eskişehir’in aslında eski olmadığından daha önce uzun uzun bahsetmişim; ‘mişim’ çünkü yazıyı tekrar okuyunca hatırladım bahsettiğimi, tıssıs.
eh tekrara düşmeye gerek yok; fotoğraflar söze devam etsin..

canon ae-1 program namlı analog makinemle, bu kez şehrin ‘tarihi odunpazarı evleri‘ adıyla anılan mahallesindeki turistik ve turistik olmayan sokaklarda gezdim daha çok. ve bu bölgede bile bir ‘fotoğraf çekmeee‘ uyarısı almış bir amatör fotoğrafçı olarak, asla sempatik bir sokak fotoğrafçısı olamayacağımı bir kez daha görmüş oldum… devamını oku

mini balkan turu veya bir doğu avrupa gezisi

istanbul-sofya ekspresi (bosfor/balkan ekspresi) ile evropa’ya açılarak kısa bir balkan turuna çıkma fikri, doğu ekspresi ile yaptığımız yolculukta, bu rotanın tanıtımını ilk kez gördüğümden beri aklımdaydı. derken derken uzun bir tatil (geçmiş bayramınız…) denk geldi ve bir anda (2 haftalık karar süreci sonunda) gitmeye karar verdim, hemen ardından hızlı bir plan… devamını oku

feriköy antika pazarı veya bomonti bit pazarı

havalı adıyla ‘feriköy antika pazarı‘ olarak bilinse de ‘bomonti bit pazarı‘ diye anıldığına da rastlanır bu pazarın.
pazar günleri kurulur.
değerli antika eşyalardan çöp ayarında ıvır zıvıra (kime göre?) kadar farklı kategorilerde birçok ürünün satıldığı tezgahlar açılır.
satıcıları/alıcıları şık/tarz abilerden/ablalardan oluşan bir bit pazarıdır burası.
sadece fotoğraf çekme niyetiyle gelmiş olanları anında anlayıp laf sokma yetenekleri gelişmiştir kimi satıcılarının. devamını oku