staj olayı ve deniz keyfi

istediğim gibi bi staj yeri bulmam geç olur diye geçen hafta öylesine bi kaç yere başvurmuştum.. onlardan biri de bizim bölümün en bilindik çalışma alanlarından biri olan türk telekom ‘du.. ve staja kabul edilmişim.. görevli kartımı aldım, haftaya da “bilişim ağları” bölümünde başlıyorum staja.. hadi bakalım..

telekom ‘daki işimi hallettikten sonra sevgili emX ve sevgili erus arkadaşlarımla beraber, sevgili mötéjan arkadaşımızın katılamayarak ezberimizi bozduğu, geleneği alt üst ettiği “kefken deniz keyfi” gezimize(gezinin ismini şimdi koydum) doğru yola koyulduk.. bu, senenin ikinci deniz keyfi, birinicisi şurada.

neyse böyle hikaye gibi anlatmak sıktı beni.. dönüyorum adım adım anlatma metoduna.. 🙂

— emX gideceğimiz yerin ‘kefken’ olduğunu biz kefken ‘e varıncaya kadar bi türlü kafasına yazamayarak daha ilk dakikalarda yarmaya başladı bizi.. mesela kandıra ‘da bindiğimiz kefken arabasından; şoför, “bu araba kerpe ‘ye gitmez” dediği için indi.. şoföre gücendi bi de niye kerpe ‘ye gitmiyorsunuz diye.. 🙂 zar zor bindirdim dolmuşa tekrar.. ve kefken ‘e yakın bi yerde emX kefken ‘i hala ezberleyemediğini ‘kerfe’ diyerek kanıtlamış oldu.. 🙂

— saatlerce yüzdük daha doğrusu suyun içinde durduk ve yüzmekten başka her şeyi yaptık.. iki sevgili arkadaşım birleşerek benim yüzmeme bi türlü izin vermediler..

— bi ara suyun sığ bi bölgesinde derin bi çukur kazdık ellerimizle ve ayaklarımızla.. doğrusu bu kazıda kullandığımız teknikler kayıtlara geçmelidir; bu bir dönüm noktasıdır! 🙂 şöyle ki; emX, erus ‘un ayaklarının dibine dalıyor, erus onun kafasını bacaklarıyla kavrıyor, ben de sırtına ya da bacaklarına basıyordum/çıkıyordum ki suyun yüzeyine çıkmadan dipte verimli çalışabilsin.. her dalışta yaklaşık 30 saniye boyunca emX, erus ‘un ayakları dibindeki bölgeyi elleriyle eşelemek suretiyle çukur kazıyordu.. gerçi bu işi emX ‘le ben dönüşümlü yaptık ama ben onun kadar duramıyordum suyun dibinde yine de azmim takdire şayan seviyelerdeydi.. 🙂 bu arada emX, dipte 90 saniye durarak hayranlığımı hakkettiğini göstermiştir bi kere daha.. 🙂

— emX, sık sık hatta devamlı suyun dibindeydi; o her ne kadar nefesini tutarak suyun dibinde daha uzun süre durmaya çalışıyor gibi denemeler yapsa da ben onun aslında yanmaktan korktuğu için kafasını sudan hiç çıkarmadığını düşünüyorum.. 🙂

— “suda boy vermek” deyiminin bokunu çıkardık ayıptır söylemesi.. suda şunu vermek, suda bunu vermek gibi çeşitlemelerine gittik sık sık.. süper şeyler çıktı ortaya; mesela “suda kıç vermek” deyimi uyduruldu.. 🙂 yanlış anlaşılmasın, bunun anlamı şu: dibe dalıp kıçının üstüne oturuyorsun ve bi kolunu yukarı kaldırıyorsun ve bu sudaki kıç seviyesini gösteriyor.. 🙂

— nedendir bilnmez erus dibe dalmıyordu pek.. ama dibe dalıp da uzuuuunca bi süre sonra yüzeye zar zor çıkıp nefes almakta zorlanan bana ‘su/eşşek şakası’ yapmaktan geri kalmıyordu.. ayrıca, “hadi tamam artık yüzelim” diyerek her seferinde bana su şakası yapmak için beni kandırmaya çalıştı ve ben hemen her seferinde-içimdeki yüzme aşkının verdiği sonsuz heves ve şevkten olsa gerek- bu numarayı yiyerek yüzmeye kalkıştım ve tabii erus ‘un su şakalarına maruz kaldım.. tabii çoğunlukla bu şakalara emX de katıldı.. alacağınız olsun diyorum; ben de mötéjan ‘la beraber gider doya doya yüzerim ulan..!

— defalarca, kent ormanı pikniği ekibini andık; “keşke onların hepsi orada olsaydı da daha bi hayvan gibi eğlenseydik” dedik.. 🙂 çünkü kadrodaki asıl hayvanlar olan alicin ve barzan arkadaşlarımız yoktu aramızda.. 🙂 bi gün o da olur, diyoruz..

— çok fena yanmakla beraber çok da değdi gitmemize.. sanırım daha önce hiç bu kadar vakit geçirmemiştim denizde.. şimdi, nasıl uyuyacam diye kara kara düşünüyor olsam da harika geçti tek kelimeyle.. emX ‘in ve erus ‘un hallerine çok güldüm ama kendi halimi anca eve geldiğimde görebildim, aşağı kalır yanım yokmuş; özüme dönmüşüm, kapkara olmuşum.. 🙂

bu arada plaj çok kalabalık değildi(pazartesi günü) ve su da yeterince temizdi ve daha evvel de onay verdiğim üzere kefken ‘e gidilip yüzülebilir; uygundur..! 🙂

— bugün çok su yutulmuştur..

— bugün yosundan tiksindiğim açık edilerek, düşmanlarımın ellerine önemli kozlar verilmiştir..

2 comments

  1. adilciğim size (gerçi sana değil emraha yapmıştım bu açıklamayı) dediğim gibi daha önce bi kaç kere staj yerimi terkettim ve ben nezaman terk etsem arkamdan hoca gelmiş laba
    ve ertesi gün “sen dün niye yoktun” gibisinden sorulara maruz kaldım
    hatta komiktir bi keresinde 5 te çıkmam gerekirken yarım saat erken çıktım
    ve hoca o son yarım saatte gelmiş odaya beni de görmeyince tabi direk o gün gelmedim sanıyo
    yani böyleyken böyle işte arkadaşlar
    hocanın nazarında yeterince puan kaybettim ki zaten staj namına da pek bişii yaptığım söylenemez ( bknz:staj da günlük okuyup yorum yazmaya vakit nasıl ayrılır)

    en komik tarafı ise dün hoca hiç uğramadı lab a
    ben de bu eğlenceyi kaçırdığımla kaldım( hernekadar yüzme bilmesem de )

  2. -kerfe demedim külliyen yalan. kerfe’yi adil kendi dedi.
    -eve gelene kadar çok yandığımın farkında değildim. akşam uyuyamadım, felaketti. kıpırdayamadım.

    meteye-> ıvır zıvır için stajı asmışsın bizim için asmıyorsun. öyle olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir