bugün başıma gelen küçük bir dolandırma girişimi, meğerse dolandırıcıların epeydir ekmek yediği bir kapıymış…
‘212 709 7559‘ numaralı sabit telefondan gelen çağrıyı, ‘bakalım, hangi kuvvet macununun veya bankanın/kredinin reklamını yapacaklar?’ diye düşünerek yanıtladım.
tahminim doğru çıktı: karşıdaki kadın, adımı bana teyit ettirdikten sonra, başladı içinde banka/kredi/masraf gibi kelimeler geçen cümleler kurmaya.
ben -doğru düzgün dinlemeden- tam ‘hayır, teşekkür ederim, ihtiyacım yok ve şu an müsait değilim’ gibi ezberden hızlı bir cümleye girecekken, ‘evraklarınızı göndermek için adresinizi alabilir miyim?’ diye sorunca karşıdaki ses, dedim ne oluyor evrak falan, sorulara boğup tüm konuşmasını tekrar ettirdim, özetle diyormuş ki:
türkiye bankalar birliği hakem heyeti‘nden ulaşıyorum size. son 10 yıldır hesabınızın olduğu bankalarda yaptığınız işlemlerden (kredi masrafı, hesap işletim, komisyon, vb.) kesilen ücretleri geri alabilirsiniz. bankalar birliği, bu ücretlerin iadelerini yapmaya başladı. sizin herhangi bir işlem yapmanıza gerek yok; göndereceğimiz evrakların elinize ulaştığını teyit ettikten sonra, evraklarla ptt şubesine giderek ödemeyi alabilirsiniz. 1200 küsür lira…
‘eee’ dedim, ‘benden sadece adres mi istiyorsunuz?’ ‘hee’, dedi. hani, açıkça sormadım, ‘peki ne zaman beni dolandırmaya kalkışacaksınız?’ diye ama bir yandan da düşünüyorum; ‘nerede yapacak asıl hareketini de kapatacağım telefonu suratına!’ 🙂
neyse, istediği şeyin sadece bir adres olduğunda net bir şekilde anlaştıktan sonra, ‘e bu kadar bilgiyle henüz benden bir şey çalamaz’ diye düşünerek, ‘hele bir gönder, neymiş o evraklar’ deyip verdim adresimi.
ben başvurmadan, yorulmadan, dava açmadan, vs. bankalardan bu paranın çıkması mümkün görünmüyordu ya, yine de ‘acaba çok sayıda dava açılınca falan toptan böyle bir işe mi girişildi?’ diye kafamda küçük ve naif bir ışık da yanmadı değil. -evet saflık, hikâyenin sadece burasında.-
konuşmayı bitirir bitirmez, iş arkadaşıma dönüp, ‘beni bir şekilde dolandıracaklar ama ne şekilde, anlayamadım’ dedim ve senaryoyu özetledim. mevzunun üzerine biraz konuşunca (ahmet abi yüzüme, ‘oğlum saf mısın, öyle kolay para çıkar mı bankalardan!’ şeklinde bakınca), havadan para gelmesinin mümkün olmadığı konusunda, bu kez net bir sonuca varmış oldum.
ve tabii ki internette aramaya geldi sıra; daha ‘bankalar heyeti’ yazmaya başlayınca bile dolandırıcılık ipuçları görünmeye başlıyor arama önerilerinde, keşke telefondayken yapsaymışım internet aramasını. taraf değiştirip, karşıdaki arkadaşı dolandırma oyunu oynayabilirdim belki 🙂
peki, işin hangi aşamasında dolandırmaca başlıyor? kargo (evrak) gerçekten geliyormuş ancak alıcı ödemeli oluyormuş ve ödemesi yüksekmiş; 70-100tl arası örneklere rastladım arama sonuçlarında. galiba en büyük hedefleri, bu ödemeyi alıcıya yaptırıp, buradan yevmiye çıkarmak. (bu örneklerdeki evrak, internetten ücretsiz indirilebilen bir formmuş sadece ve bahsi geçen geri ödemeleri almak için bankalara başvuruda kullanılıyormuş sanırım.)
ya da bir ihtimal; gönderdikleri evrakları -her nelerse artık- imzalayıp, kimlik fotokopisi de ekleyerek kendilerine geri göndermenizi isteyebilirler ki daha büyük numaralara yelken açabilsinler..
son olarak, beni aradıkları numaradan geri arayıp, ‘evrak falan göndermeyin, istemiyorum.’ deyip iptal ettirdim işlemi. ve telefonlarını da tabii ki spam numaralar listeme ekledim, bir daha açmayayım diye…