konserler konserler konserler

aralık ayını konser ayı ilan etmişçesine, bir konserden diğerine koştum durdum. kendi yıllık konser ortalamama bakınca, bayağı koşmuş sayılırım bir ayda. hatta kasım sonunda izlediğim ‘hep sonradan‘ müzikli oyununu da eklersem, koşmaktan nefes nefese kalmış bile sayılabilirim. tıss.

her biri hakkında uzun uzun yazacaklarım yok, sırasıyla kısa kısa değineyim:

04.12.2019 – winterreise (kış yolculuğu) – franz schubert – solist: kevork tavityan, piyano: can okansüreyya operası

konserin sonunda şaşırdığım bir şey oldu: sıkça dinlediğim parçalardan biri meğer bu bütünün parçalarından biriymiş. ‘der leiermann‘ adlı bu parçayı az aşağıda paylaşacağım, kapalı havalarda dinleyin, içiniz iyice kararsın.
eserin ne anlattığı, tanıtımında güzel özetlenmiş, bir parçasını aynen alıyorum: …şarkılarda, sevgilisinin başka bir adama gönlünü kaptırdığını öğrenen şairin bir gece vakti gizlice sevgilisinin evinden ayrılarak şehri terk edip, nehri takip ederek bir köye ulaşması anlatılır…
sayın mete arkadaşımla izledik.

07.12.2019 – eski müzik – erkan oğur, derya türkan, coşkun karademiruniq hall

böyle tanımlar uydurmak ya da sıfatlar yakıştırmak haddime değil biliyorum fakat kendisini müzik filozofu (en azından benim için) olarak anmak istediğim erkan oğur’un ilginç bir tespitini de duyma şansım oldu türkülerin yanında. derya türkan, ‘eski müzik‘ ismini açıklarken, bunun erkan oğur’un fikri olduğunu söyleyerek, kendisine bıraktı sözü. erkan oğur da “müzik eskidi, yeni müzik diye bir şey yok.” minvalinde kısa bir şeyler söyledi. derya türkan bile ‘eski müzik’ lafının altında aslında kendisinin de anladığından farklı anlamlar yattığını düşündü sanırım o sırada. 🙂

09.12.2019 – leonore piyanolu trio – keman: benjamin nabarro, viyolonsel: gemma rosefield, piyano: tim hortonsüreyya operası

sevdim. oldukça eğlenceli bir konserdi. çok sayın mete arkadaşımla izledik. program şöyleydi:
j. haydn – piyanolu trio, do majör, hob. xv:27
h. parry – piyanolu trio no. 1, mi minör
l.v. beethoven – archduke trio, si bemol majör op. 97

11.12.2019 – selda bağcan & istanbul senfoni orkestrasıbostancı gösteri merkezi

coşkulu bir konserdi. pek sayın mete arkadaşımla gittik; selda bağcan’ı ilk kez sahnede izledik. bol bol türkü ve protest şarkı söyledik.. gecenin sonunda senfoni orkestrası eşliğinde halay çekilmesi ise romantik danslarla başlayan yurdumuz modern düğünlerinin, sonlara doğru mutlaka kasap havasına bağlamasına benzedi. tıısıs.

17.12.2019 – metin & kemal kahramanduru tiyatro (kadıköy)

itiraf ediyorum: konsere gitmeden önce eski ünlü parçalarını dinledim hatırlamak için zira epeydir dinlemiyordum ama o kadar da kötü değilmiş durumum aslında. 🙂
güzel bir konserdi. icra ettikleri tarzın belki de öncüsüdürler, emin değilim ama bu tarzı sevenler arasında bir dönem yerleri bambaşkaydı.
parça aralarında bol bol da hikâye/efsane ve şarkı sözlerinin çevirilerini aktardılar.

3 comments

Yorumlar