bilgisayarım bi kaç günlük izne ayrıldı..

osman ‘ın verdiği harddisk ‘i takmaya çalışırken bilgisayarım hastalandı, bu yüzden bi kaç gün izin verdik kendisine.. kokudan anladığımız kadarıyla kasada bi şeyler yandı 🙂 ama çözemedik neyin yandığını.. sınavlardan sonra doktora gitmesi gerek..  

osman ne koydun harddisk ‘in içine de takar takmaz yaktı bilgisayarımı, itiraf et 🙂 bu arada, kesinlikle benim beceriksizliğimden kaynaklanmıyor bu olay, erus da yanımdaydı takarken/yakarken.. 

bi de bi şey sorayım: ram ‘i ters takmak sorun yaratır mı?

 

 

iyi başlangıç: hab elo

sınavlar bugün başladı.. haberleşme elektroniği sınavı vardı bugün.. hasan hocanın bi sınavı ilk kez bu kadar iyi geçti sanırım.. bi an önce okuyup açıklasa da görsek acep aynı fikirde miyiz diye..

 

 

en sık kullandıklarım

emX ders arası böyle işlerle uğraşıyor işte, mesela çok kullandığı şeyleri yazıyor bi kenara.. sonra siz de yazın diyor, sonra biz de yazıyoruz..

  • telefonum
  • faturalı hattım
  • bilgisayarım (masaüstü tipi olandandır kendisi)
  • winamp 🙂
  • emule (görmemişin hızlı interneti olmuş…)
  • vileda (ürün adıyla özdeşleşmiş markalar)
  • çay
  • filezilla
  • para
  • cüzdanım
  • saatim
  • yapılacaklar listem
  • bilgisayarın güç tuşu (bi kapattım mı bi daha açılmak bilmiyor bilgisayarım..)

bi de erus, möté, osman, turat ve onur anlatsın bakalım..

adres değişikliği ve dönüş

neredeyse bi ay olmuş yazmayalı.. sırf bu yüzden yazayım bi şeyler.. yoksa hiç yazasım yok çünkü henüz sitenin alt yapı çalışmaları sona ermiş değil..

efendim öncelikle son adres değişikliğimi belirteyim: artık yahya kaptan şubesindeyim.. şimdi oradan yani buradan yazıyorum..

staj bitti memlekete gittim: yaklaşık 3 hafta kaldım, dayımın düğününde halay başı oldum, oyun işlerini organize ettim 🙂 sonra döndüm geriye, biraz iş yaptım burada.. 2 hafta sonra bi daha gittim memlekete ve 2 hafta daha kalıp döndüm geri ve şimdi buradayım ve umarım uzunca bi süre bu böyle devam etsin.. peki bi daha niye gittim memlekete? çünkü yine bi düğün vardı 🙂 bu aralar iyi sardı düğünler, hadi bakalım..

sevgi arkadaş, geçen hafta sonu resmen evlendi. mutlu mesut bahtiyar olsunlar.. 🙂 gerçi sözde şahit mesut arkadaş arıza çıkardı, şahit değilim ben filan dedi ama yine de kıyıldı nikah 🙂 ayşe, mesut ve zülfinaz ‘la beraber halay çektik, çok eğlendik çoook.. 🙂 lisede halk oyunları ekibinin kemik kadrosuyduk biz.. düğünde beraber halay çekince, taa liseden beri ilk kez beraber halay çektiğimizi de fark ettim.. vay be ne uzun zaman olmuş.. 🙂 arkadaşların kardeşleri bile, beraber halay çekebileceğimiz kadar büyümüşler.. lan daha dün şurama geliyordunuz be 🙂

ayrıca hadi arkadaş da üniversiteyi bitirip, dükkanını pardon iş yerini yani eczanesini açtı sonunda 🙂 ceylanpınar eczanesi acil şifalar diler, bi daha bekleriz 🙂 eczanemiz hayırlı uğurlu olsun..

arkadaşımız bi iş yeri açmış, siftah yapalım diye ben bi de hastalanıverdim memlekette.. dişim yüzünden ilaç almak zorunda kaldım-yıllardır tek bi hap bile almamıştım ne güzel-

bu arada sınavlar yaklaşıyor, çalışmalar başlıyor.. dün gece deli ders çalıştık; hab teo ‘nun içini dışına çıkardık, darma duman ettik 🙂 hafta sonu imge işleme, hafta içi de elektronik devreler ve işaret işleme için de aynısını yapsak ne güzel olur.. değil mi emx, ali, turat? möté seni bilerek saymıyorum, büyü de gel 🙂

bu arada bi şey öğrendim: diş hastanesinde muayene olabilmek için sıraya girmek gerek, bu normal de o sıraya girebilmek için ilk önce başka bi sıraya girmek şaşırttı beni.. yani sıranın sırasına giriliyor ve hatta doktor muayene ettikten sonra diş çekilecekse eğer, başka bi güne randevu veriyor.. yani diş çektirebilmek için 3 sırayı geçmek gerekiyor 🙂

döndüm..

bi kaç gün önce geldim ama habire koşturduğum için günlüğe de netin geri kalanına da yeterince zaman ayıramadım henüz..

koşturuyorum.. niye? çünkü ev değiştiriyorum; çok yakında kaptan ‘daki şubemizden yazmaya başlayacam.. ancak bugünlerde çok yoğunuz..

– mutfak dolapları söküldü; biz sökmedik ama 5. kattan aşağı biz taşıdık.. halbuki sökenlere taşıtsak gene aynı parayı verirdik ama işte olay anında kurnazlık tarafım çalışmıyor..

– yeni mutfak dolabı kirli bi duvara mı monte edilecek deyip mutfağı boyamaya, duavarlar boyanacak da yerler kirli mi kalacak deyip yerleri iyice bi temizlemeye karar verince epeyce iş çıktı ufacık yerde.. eski boyacılardan erus aldı eline ruloyu bastı boyayı duvara, aldı eline bezi yumuldu fayanslara; şimdi pırıl pırıl bi mutfağımız var, bugün bi de bol soğanlısından lahmacun götürüp yaptık açılışı, kokuyordur şimdi püfür püfür..

– o arada işte nereden çıktıysa bi dünya atılacak eşya ve çöp çıktı.. aslında 5. kat olmasa hiç lafını etmem ama el insaf tam 5 kat iniyorsun iki poşet çöpü atmak için.. biz de zaten o yüzden her şeyi atmıyoruz; arkadaşlarımızın yardımımıza gelmelerini bekliyoruz.. 🙂

– bi de işi abartıp halıfleksleri değiştirelim dedik; eşyalar yine bi oraya bi buraya yapılacak yani.. olsun ama değecek..

– bundan sonra salonda öyle uçuk eğlenceler filan yasak kardeşim.. çıkarız belediyenin ektiği çimler var ya orada ne yapıyorsanız yapın hem daha güzel yutub vidyosu çekilir öyle.. açık hava.. osursan kimse fark etmez, daha yaratıcı olur insan açık havada, hem salon çok boğucu, olmaz orada olmaz.. anlaştık tamam..

– başka da değişiklikler olacaktı galiba ama unuttum neyse yazmıştık zaten unutsam da ziyanı yok..

ben yorgunum aslında uyuyor olmam gerekirdi şu anda.. bi başladım da mı duramıyorum işin kötü tarafı.. ne olacak böyle bilmiyorum valla.. temizliğe de başladık, duramadık.. ocağı bile sildik.. erus lan biri bizi durdursun demiştin kimse çıkmadı hala..

biri bizi durdursuuuun!!!

ayrıca en yakın bol paralı bi vakitte bana bi alan adı alına, günlük oraya taşına, işin kolayına kaçıla, yıl içinde bi şeyler öğrenip site gibi bi şeyler yapıla..

memlekete doğru…

ey halkım!

şairiniz, yol hazırlığı içerisindedir.

bu akşam saat altıda doğduğu yere doğru yola çıkacaktır.

uzatma şansı olmadığı için bi de orada zaten ne yapacağı için erken dönecektir.

daha hiç görmediği yeğenini görecek ve dayısının düğününde aheey aheeey oynayacaktır.

döndüğünde ömrü hayatında ilk kez harç yatıracaktır, çok koymaktadır.

yeni bir evi, yeni bir üniversite harcı ve eski dersleri olacaktır.

yine de gülecek bi neden lazımdır.

iyi yolculuklar olsundur.

staj günleri ya da ofisboyluk deneyimi

efendim, stajımın 3. haftasını bitirmek üzere olduğum şu günlerde, stajın bana çok acayip şeyler kattığını fark etmiş bulunmaktayım.. 

burda edindiğim deneyimler arasında en önemlisi; bedava çay saatini kaçırmamak ve bedava çay saatinde sevgili firma çalışanlarına çay servisi yapmak. ilk günlerde kibarca, “bize 5 çay söyler misin” lafı artık kaşarlanmış eleman olmam itibariyle, “yeğenim bize 5 çay kap gel “e ve hatta, “bu stajyerler de bi işe yaramıyor yahu, 2 saattir çay içmiyoruz “a dönüşmüş bulunmakta.. hele su isteme biçimleri beni benden ediyor, o kadar içten, o kadar samimi: yeğenim çok susadık be! -tamam dayı hemen getiriyorum, zaten ben bu iş için burdayım, ne demek lafı mı olur!

elbette nefret ettiğim fatura ödemeleri, staj zamanı bi zevk halini alır ve ben daha 5 dakika önce döndüğüm para yatırma işi bi daha çıktığı zaman, çılgınca hatta mazoşistçe bi zevkle, “ben giderim! ben giderim! başkası olamaz, ben gitmeliyim!” diyerek atlarım ortaya.. bu ödemelerin firmayla yakından uzaktan alakası olmayıp, elemanların tamamen şahsi işleriyle ilgili olması bana daha bi zevk vermeye başlar.. ben artık stajyerlerin en kralıyımdır!

gibi durumlar, bu stajımdaki en önemli kazanımlarım oldu.. ha bunun yanında bu staj bana mesleki açıdan hiç mi yaramıyor? yarıyor elbette.. doğrudan olmasa da yarıyor; mesela “metro ethernet” vb. diğer kurumsal internet teknolojileri hakkında ilk burda bilgi edindim, bu konularla ilgili tanıtım düzeyinde sayılabilecek bi de eğitim dökümanı okudum.. hatta bi kaç kez metro ethernet kurulumuna da katıldım ki tüm staj böyle geçse çok daha anlamlı olurdu ama bunun gibi stajyerlerin de katılabileceği işler pek fazla çıkmıyor maalesef.. yoksa yani haklarını yemeyim, mühendisler bu tür işlerde kendilerine eşlik etmemizi istiyorlar.. neyse ki bu açıdan şanslıyız hatta mühendislerden biri fırsat buldukça bize yaptıkları işlerle ilgili ders de veriyor.. ama çok değil işte.. haftanın 2 gününü verimli sayabailirim bu anlamda..

bolca boş vaktim olduğundan, boş bilgisayar bulunca az biraz c çalışmaya da başladım.. özlemişim programlamayı yahu! 🙂

işte böyle geçmekte yılın en sıcak günleri.. sıcak deyince aklıma geldi, biz bugün kaymaya gideriz mete ile.. yılo ve erus korktukları için gelmiyorlar, yan çiziyorlar.. yılmaz ‘ı, “kase kırılacak” korkusu sarmış.. 🙂  haksız da değil hani..

mimlere geldik / dandik teknolojiler

yahu embülettin başka işin mi yok kardeşim! 🙂

mimlemiş beni sağolsun. mimlemek ne ola ki diyenler için bi özet: ben herhangi bi konudan bahsettikten sonra aha da şu şu arkadaşları da mimledim onlar da bu konuda bi şeyler söyleyecekler diyorum, böylece o arkadaşlar da aynı konuda bi şeyler anlatıp başkalarını mimliyorlar falan filan.. böyle gidiyor bu.. eğlencelik bi iş yani.. faydası da olmuyor mu? oluyor. (bkz: mimlemek ayıp mı?)

neyse konuya gelelim.. dandik ya da gereksiz saydığım teknolojilerden ya da teknolojik ürünlerden bazıları:

  1. sesli komutla çalışan cep telefonları –> ilk örnekleri pek bi dandikti. kaydettiğiniz ses tonunu tutturana kadar kırk defa rehberden bulup ararsınız istediğiniz numarayı..
  2. tramvaylardaki ‘inmek için basınız’ düğmesi –> denemedim ama basınca da bi şey olmuyordur herhalde. avrupa ‘daki örneklerinde, duraklarda kapıyı açmak için kullanılıyormuş, hareket etmeden önce de her kapı otomatik kapatılıyormuş. bence bizdeki kullanımı daha mantıklı. 🙂 tramvay kültürüne gerek yok, her durakta bütün kapılar açılsın işte ne var yani.. gerçi bana çok dert değil zaten izmit ‘te tramvay yok. 🙂 🙂 öyle aklıma geldi de yazdım.
  3. kanatlı ped –> tamamen gereksiz bi icattır, ben hiç bi yararını görmedim..
  4. bilmem kaç bıçaklı traş bıçakları –> abartmayın yahu altı üstü traş oluyoruz o bıçaklarla.! yani “nerden para kırarım” diye en son kaç bıçağa çıkacaklar merak ediyorum.
  5. dvd teknolojisi –> ne gerek vardı dvd ‘ye.. yarın öbürgün blu-ray yayılacak zaten.. boşuna masraf.. (bkz: 2007 ‘de hala dvd yazıcı/okuyucu sahibi olmamak)

benden bu kadar zira bu da görüldüğü üzere zorlanmış hali.. 🙂 teknolojik alet edavat(bu kelime grubunu çok kullanır oldum bu ara) alışverişiyle pek aram yoktur.. evet elektronikçi olabilirim ama öyle, yok aram..

şimdi sıra geldi bi kaç kişinin canını yakmaya 🙂 erus, möté, onur! elim sizde, sobe..!