istanbul’da bir ters ışık..

000038

hep böyle bi fotoğraf çekmek istemiştim.. yer parlayacak, geri kalan ne varsa kararacak.. bi de bi kaç kişi olacak sokakta.. tamamen taklit bi fotoğraf 🙂  ben hiç bi şey katmadım.. daha önce çok görmüştüm, ben de aynısından çekmek istemiştim ama bi türlü olmamıştı.. anca bi kaç kez uygun zamanda deneyebilmiştim ama becerememiştim tam anlamıyla.. en son üds için istanbul’a gittiğimizde denk geldi de çekebildim..

ve sonunda üniversite macerası sona erer..

2002 yılında başladığım üniversite serüvenim sona ermiş bulunmaktadır. ohh be!

bitirme tezi yüzünden zayi olan şu son döneme her ne kadar ayar olduysam da genel olarak iyi geçti kouelohab yıllarım..

mezuniyetle beraber artık diplomalı işsizliğe terfi etmiş oluyorum.. kriz, bizi de teğet geçmekte şu sıralar…

‘fox sports’ yerel sporlar reklamları

meşhur “mük-kemmel bir atlayış!” repliğiyle uzun zamandır hafızalarımızda yer edinmiş olan ‘diyarbakır dalgıçlık olimpiyatları’ komedisinin aslında bi ‘fox sports’ reklamından ibaret olduğunu yeni öğrendim.. ‘fox sports’ un “bakın, görün, biz yerel sporları da seviyoruz, sayıyoruz” mesajı vermek için hazırlattığı bi dizi reklamdan bi tanesiymiş “yarışmacımız yaşaar yürüyooor” komedisi.. bunu keşfedince diğer reklam filmlerini de merak edip buldum.. benim için en komiği hala “herkes şaş-kıın” reklamı; hakikaten çok iyi yapmışlar. işin içinde hangi türk ‘ün parmağının olduğunu bulamasam da filmi hazırlayanın traktor adlı bi firma olduğunu öğrenebildim anca.. evet şimdi de sırada bahsettiğim reklam filmleri var, izleyelim:
devamını oku

futbol ve ben: bir halı saha maçı hikayesi..

uzunca bi aradan sonra 2 gün önce bi halı saha maçı yaptık. sapanca pikniğindeki maçı saymazsak sanırım 5 yıl olmuştur maç yapmayalı zira oynamayı da izlemeyi de sevmem.. gerçi lisede miydi öncesinde miydi hatırlamıyorum pek ama bizim bi takımımız vardı, düzenli bi şekilde maç yapardık halısahada hatta sponsorumuz bile vardı, ‘fırat elektrik’ mi ne öyle bi şeydi adı; beyaz fanila üzerine sanırım sarı-siyah renklerle ‘fırat elektrik’ yazdırıp forma yaptırmıştı bize 🙂 ama yine de sevemedim futbolu.. kendimce nedenlerim var elbette; hayatımda yaptığım, az sayılabilecek sayıda maçtan ikisinde kaburga kemiğimi kırıp, ayak kemiğimi çatlatmış olmak gibi.. üstelik ayakla ilgili olay maçta değil ‘ortada sıçan‘ oyununda olmuştu.. diğeri de benden en az 10 yaş büyük adamlarla maç yaparken olmuştu.. hazırlıkta da neredeyse lisanslı bi futbolcu arkadaşı(gökhan, kusura bakma yahu) sakatlıyordum yok yere.. yani bi oyunda top varsa, ben olmayayım daha iyi.. neyse kısacası, itiraz etme şansım olmadığı için oynamak zorunda kaldım..

devamını oku

bu nedir?

bu ne bu?

.

görüntüden de görüldüğü üzere windows klasörünün içindeki bi klasörde yer alıyor bu uzuuunca klasör ağacı.. sağ-sol çubuğundan da anlaşıldığı gibi devam ediyor epeycene.. bunun ne olduğunu anlamadık ama anormal olduğunu anladık.. tıkladıkça, ‘download’ adlı bi klasör çıkıyor karşımıza.. tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor tıkladıkça çıkıyor(kop-yap değil alınteri)…

ağva gezmesi/yüzmesi

– deniz anası yok.

– su temiz.

– haftasonu gidilmez: ana baba dede nine günü.

– plaj terminale yakın, hemen yanıbaşında.

– otobüsle nasıl gidilir bilmem.

– wc-duş-kabin bulunur.

– plaj kirli doğal olarak çünkü insanlar var.

– derenin(koy diye bildiğim yer dereymiş meğer..: koca dere) fotoları çekilebilir, akşamüstü ışığında pek bi güzel görünür.

– simitçi ve dondurmacıdan kazık yemek ihmal edilmez. insan, hem akşam simidi deyip hem de 1 liraya satmaya çalışır mı? yok yok esnaflık ölmüş..

– akşamüstü lokantanın birinde canlı müzik başlar, duyar duymaz dönmek üzere yola çıkılır.

 

görün, seyredin canınız çeksin :