hayvan çiftliği / napoléon

ütopya/distopya dünyasından elime aldığım son roman, meşhur bir sosyalizm eleştirisi olan ‘hayvan çiftliği‘ idi, bir solukta sonuna vardım diyebilirim. hikayenin özeti; efendi‘nin sömürüsüne başkaldırarak çitlik yönetimini ele geçirip devrim yapan hayvanların, bir süre sonra domuz önderleri napoléon‘un sömürüsüne maruz kalmaları; üstelik eski efendi’ninkinden daha şiddetli bir sömürüye…

şu kısa bölümse nedense pek dikkatimi çekti; zaman/mekan bağımsız, evrensel ve şuursuz bir  iktidar yalakalığı  ve  iktidar kibrinin  olduğunu, hep de olacağını özetliyor gibi: devamını oku

belgrad ormanı doğa yürüyüşü

niyet; erikli yaylası/şelalesi yürüyüşü, kısmet; belgrad ormanı üç gölet yürüyüşü.

erikli organizasyonu iptal edilince, vurdum kendimi belgrad ormanı yollarına(metro+otobüs ile evden 1 saat sürüyor ayıptır söylemesi). ana girişten geçtikten sonra gördüm ki yol ikiye ayrılıyor; daha önce gittiğimiz yürüyüş/koşu parkurunun nerede olduğunu, arkamı dönüp kapıdaki görevlilere sormak yerine 5-10 dakika boyunca telefonda harita kurcaladım, hatırlamaya çalıştım; en sonunda yollardan birini seçtim, yanlış olanı 🙂 devamını oku

uludağ’da gece yürüyüşü

yazın sıcağında mont giymeyi gerektirecek kadar soğuk bir yere gitmek istiyorsanız, orası o dağdır, uludağ‘dır.

ikinci oteller bölgesi’nden büyük zirve’ye doğru gece yarısından sonra başlayan yürüyüşümüzle, sabahın ilk ışıklarında hedefe vararak gün doğumunu zirvede yakaladık.. gerçi fotoğraf çekmeye çalışmaktan doğru düzgün izleyemedik :p bir de küçük zirve varmış uludağ’da ama onu yamacından seyretmekle yetindim.

çok metropol bir söylem olacak ama gökyüzünde yıldızların olduğunu hatırladım tırmanırken.. gecenin zifirinde, doğanın ıssızında yürümenin zevkli olacağını kestirebiliyordum; öyleymiş harbiden.. devamını oku

cambazın cenazesi

pek sevmedim.

kadıköy belediyesi tiyatro festivali kapsamında izledim. yaz akşamı, güzel bir parkın ortasındaki açık hava sahnesi ‘nde oynanması en çekici yanıydı. aslında bu yönden bakınca ortama uygun eğlenceli bir oyundu da diyebilirim, bilemedim 🙂 ancak açık hava tiyatrolarının ses sorunu var tabii, oyunda müziğin çok yeri olmasa da oyuncuların farklı karakterleri dönüşümlü oynaması ve haliyle ses tonlarının ve konuşma tarzlarının sürekli değişmesi sebebiyle, ses yayını kalitesi önemliydi bu oyunda. devamını oku