sekiz bulut dağının prensesi

eski zaman elbiseleri akıp gidiyor üzerinden
sekiz bulut dağının prensesi
mevsimlik heveslerini dökmüş çiçeklerin ecesi
olan olmadı biten de bitmedi.

gizli bahçelerde lirik bahar senfonileri
geçmiş-an ve gelecek
varolmuş ve olacak
havadis avcısı adamotları topladı kehanet ırmağının kıyılarından
la mekan! la kuyud!
salamender’in tılsımı ateşte.
tozdan geldin toza dön!
ayna krallığının sihirli tacı görünmez oldu.
kum yatağında kum. dikenler parçaladı avuçlarını
silinip gitti.
yüzü önce/sonra elleri/ve sonra tebessümü bile unutuldu. devamını oku

kısasa kısas

sevmedim.

oyunun, tesadüfen ilk gösterimine gitmemizden de kaynaklı olabilir; roller falan pek oturmamış, oyuncular sahneye çok hakim değil gibiydi. bu durumlar biraz da olsa gözüme battı. shakespeare’in bu oyununu daha önce izlememiştim, okumamıştım ve hatta duymamıştım bile. oyunun kendisini de çok sevdiğimi söyleyemem. bunlar bir araya gelince de genel olarak sevmedim oyunu.

tiyatro: istanbul şehir tiyatroları