dini bütün
çok güldüm buna:
…
kadın – senin hiç inancın yok mu yahu?
adam – olmaz mı!? dini bütün bir materyalistim ben!
…
yazı kalır
çok güldüm buna:
…
kadın – senin hiç inancın yok mu yahu?
adam – olmaz mı!? dini bütün bir materyalistim ben!
…
ecnebi şarkılardan uzak durmak eyi değilmiş, böyle şeyler de kaçıyor aradan o zaman..
gün geçmiyor ki kamera ve/veya mikrofon görünce dili dönmeyen/çok dönen, mala bağlayan, afallayan/afallatan, uçup giden, saçmalayan, çıldıran biriyle karşılaşmayalım..
işte bu güzel insanların en güzellerinden bi seçki:
bendeki yeri apayrı olan, ‘kısa ve öz’ ak amcamızla yapayım açılışı:
sitem
önde zeytin ağaçları arkasında yar
sene 1946
mevsim
sonbahar
önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
dalları neyleyim.
yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.
hüsne mağrur olma, ey yüzü mâhım
niceler yokuştan inişten geçti
kâr etmedi sana feryâd ü âhım
tîr-i âhım kûh-ı keşiş’ten geçti
kendi sesinden şiirleri: ‘hasretinden prangalar eskittim’
deyiş
dedim: dilber, sen de sevdakâr mısın?
dedi: senden evvel nâra ben yandım.
dedim: doğru söyle, bana yâr mısın?
dedi: sadık yârim, gönülde andım.